(Standardization) Bir şeyin veya etkinliğin, belirli kurallar çerçevesinde tek bir yöntemde veya biçimde düzenlenmesidir. Dünya çapında standartlaşma çalışmaları, 1947 yılında kurulmuş olan ve ülkelerin standartlar enstitülerinin
Bkz. IMF
İngilizce olan “start-up” kelimesi kuruluş aşamasında olan, önemli bir bölümü genç girişimciler tarafından yönetilen işletmeler için kullanılmaktadır. Bu şirketler yeni ortaya çıkan ihtiyaçları, daha çok yeni teknolojileri kullanar
(Sterilization) Merkez bankalarının, çeşitli nedenlerle ortaya çıkan para arzı artışlarının etkilerini dengelemek için yaptıkları açık piyasa işlemleridir. Örneğin bir merkez bankası döviz satın aldığı zaman para arzındaki artışı m
(Stockholm School) İsveç Okulu da denen Stockholm Ekolü’nün kurucusu Knut Wicksell’dir. Bu ekolün diğer iktisatçıları Cassel, Myrdal, Lindhal, Ohlin ve Lundberg’dir. Wicksell ekonomik teoriye “parasal denge kavramı” ile katkıda b
(Stock variable) Yılsonunda veya herhangi bir gün itibariyle düzeyi tanımlanan değişkendir. Örneğin sabit sermaye stok değişkendir. Sermaye stokuna yapılan ilave yatırımlar ve sermaye stokunun zamanla yıpranmasını ifade eden amo
(Withholding) En çok gelir vergisi tahsilatında uygulanan bu yöntemde vergi borcu esas mükellef tarafından değil de aracı ödeyici durumundaki üçüncü bir kişi veya kurum tarafından ödenir. “Kaynakta tevkif” veya “kaynakta kesme” de
2011’den önce Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT), daha sonra Kalkınma Ba- kanlığı’nın üstlendiği işlevler ve görevler, 24 Temmuz 2018’den itibaren Strateji ve Bütçe Başkanlığı’na verilmiştir.
Strateji ve Bütçe Başkanlığı (S
(Stress test) Bankaların olumsuz olaylar ve şoklar karşısında dayanıklılığını ölçmek için yapılan bir tür testtir. Stres testi merkez bankaları ve banka düzenleme kuruluşları tarafından yapılabileceği gibi bankalar, bir kamu otor
(Separate Trading of Registered Interest and Principal of Securities) Kuponlu bir menkul kıymetin anaparası ve kuponlarının ayrı ayrı işlem görebilmesi amacı ile ayrıştırılmasını ifade eder. Amaç, özellikle uzun vadeli kuponlu ihr
(Water treatment) Çökeltme, pıhtılaştırma, filtrasyon, dezenfeksiyon, yumuşatma ve havalandırma gibi yöntemlerle suyu kullanılır hale getirme işlemidir.
(Subprime markets) Kredi geçmişi iyi olmayan kişilerin daha yüksek faizle kredi alabildikleri piyasalardır. Eğer bu kredi ev almak amacıyla çekilmişse “subprime mortgage” olarak adlandırılmaktadır. Krediyi veren kuruluşlar bu kredi
(Water pollution) Kimyasal ya da biyolojik maddelerin katılmasıyla suyun kalitesinin yaralı kullanıma imkân vermeyecek şekilde bozulmasıdır.
(Sukuk) Sukuk denen yatırım enstrümanının ihracı ile elde edilen fonla belirli bir varlık alınmakta veya yatırım yapılmaktadır. Bu yatırımdan elde edilen gelirn, sukuk sahiplerine belirli dönemlerde ödenmektedir. Katılım bankac
(Wetlands) Bitki örtüsünü, sudaki hayatı besleyecek yeterli yer üstü ya da yeraltı sularına sahip alanlardır. Bu alanlar birçok balık ve su kuşu türlerine yetişme ve üreme imkânı sağlar.
(Water purification) İçme suyu üretmek için yapılan filtreleme, kimyasal işlemler, damıtma ve benzeri işlemlerle suyun yabancı maddelerden arındırılmasıdır.
(Subsidy) Devlet tarafından üreticilere veya tüketicilere yapılan karşılıksız mali yardımdır. Bu yardım dolaylı veya dolaysız olabilir.
(Sustainable development) Bugünkü kuşakların ihtiyaçlarının karşılanmasını, gelecek kuşakların ihtiyaçlarını tehlikeye atmadan karşılanmasına imkân verecek ekonomik kalkınma politikalarını ve stratejilerini tanımlayan bir kavramd
(Herd instinct) Belirli bir dönemde yatırımcıların menkul değerlerin alımını veya satışını, salt başkaları da aldığı veya sattığı için yapmaları durumunu ifade eden bir terimdir.
(Swap) İki tarafın bir varlık ya da yükümlülüğe bağlı olan nakit akışını aralarında değiştirdikleri işlemdir. Örneğin on yıllık sabit faizli borca sahip bir firma ile benzer ancak dalgalı faizli borca sahip bir firma birbirlerini