(Internal borrowing, domestic borrowing) Kamunun giderleri, gelirlerinden fazlaysa aradaki fark çoğunlukla iç borçlanma ile karşılanır. Bu uygulamada devlet kendi halkından borçlanır. Bu farkın dolaşıma para sürülerek karşılanma
(Manufacture of beverages) İmalat sanayisinin bu dalı alkollü ve alkolsüz her türlü içecek üretimini kapsamaktadır. Bu sektöre meşrubat sanayisi de denmektedir.
(Insider trading) Bazı şirket yöneticilerinin, şirketleri ile ilgili olan ve başkalarının ulaşamayacağı bir bilgiyi kendisi veya spekülatörler aracılığı ile kendi çıkarları için kullanmalarıdır. Kamuya henüz açıklanmamış bu bilgi
(Domestic market) Bir ülkenin sınırları içinde kalan pazarın büyüklüğünü tanımlayan bir terimdir. Ulaştırma imkânlarının artması ve maliyetinin azalması, yerel ve bölgesel pazarları birbirine bağlar. İç pazarın bütünleşerek büyüm
(Domestic demand) Bir ekonomide hanehalkı, firmalar ve devletin toplam harcamalarını tanımlayan bir terimdir. İç talebin bu unsurlarında ortaya çıkan artış ekonomiyi canlandırır. İç talebi oluşturan tüketim, yatırım ve devlet harcam
(Internal terms of trade) Genellikle tarım ve sanayi arasında fiyat değişmeleri sonucu ortaya çıkacak gelir ve refah değişmelerini ölçmede kullanılır. Tarım ve sanayi sektörlerine ait fiyat endekslerinin oranlanması ile bulunur.<
(Bankruptcy) Bir firmanın borçlarını ödeyemez duruma düşmesi nedeniyle mahkeme kararı ile faaliyetine son verilmesidir.
(Auction) Piyasa ekonomilerinde, çeşitli mal ve finansal değerlerin kişilere veya kurumlara tahsis yöntemlerinden birisidir. Özellikle, ihaleye konu olacak malın sabit veya doğrudan belirlenebilir bir fiyatı yoksa veya malın satıc
(Collusive bidding) Rakip teşebbüslerin, herhangi bir satış, sözleşme veya proje için yapılan ihalelere ilişkin kazanma sırasını belirlemesi, bu ihaleleri aralarında paylaşması, suni olarak ihaleyi kazananın, kaybedenlere pay verm
(Notice pay) Bir işveren, işyerinde çalışan bir işçiyi işten çıkarmak istediğinde işçiye bir bildirim yapmak zorundadır. Bu bildirimin işten çıkarma uygulamasından ne kadar süre önce yapılacağı işçinin kıdemine göre belirlenir. İ
(Export) Bir ülkede yerleşik kişi ve kurumların diğer ülkelerdeki alıcılara mal satmasıdır. İhracat büyüme hızını yükseltir. Hem iç hem de dış talebi karşılamak için daha fazla üretim yapılması ekonomiyi büyütür. İhracat değeri Tü
(Coverage ratio) İhracatın ithalata bölünmesiyle bulunur ve dış ticaretin genel seyri konusunda fikir verir. Bu oranın sürekli olarak yüzde 60’ın altında kalması olumsuzluk işaretidir. Bu oran sektörlerin dış ticareti ve diğer ül
(Export rediscount credit) TCMB mevzuatına dayanılarak çıkarılan reeskont düzenlemeleri çerçevesinde firmalarca döviz üzerinden düzenlenmiş ve belirli şartları sağlayan senetlerin, aracı bankalarca reeskonta getirilmesi karşılığın
(Export tax rebate) 1963 yılında başlanan ihracatta vergi iadesi uygulaması, en önemli ihracat teşviklerinden biridir. Bu sübvansiyon, yapılan ihracat değerinin belirli bir oranı olarak uygulanmaktadır.
(Price of issued share) Bir hisse senedinin ilk çıkarılışında üstünde yazılı olan fiyattır.
(Specialized customs) Yetkili kurumlarca belirlenen bir eşyanın gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması amacıyla oluşturulmuş ve söz konusu eşyanın kontrolüne ilişkin özel araçlarla donatılmış gümrüktür.
(Facultative addition system of taxable incomes) Vergi yükümlülerinin bazı gelirlerini belirli koşullar altında vergi bildirimlerine dahil etmelerini kendi tercihlerine bırakan yöntemdir.