(Inward processing regime) Bir şirket dünya piyasalarındaki elverişli olan fiyat düzeylerinden yararlanarak üçüncü bir ülkeden hammadde veya girdi ithal ederek üretim yapabilir ve bu ürünü diğer bir ithalatçı ülkeye satabilir. Bu
(Floating debi) Devletin, gelir ve giderleri arasında zaman açısından ortaya çıkan farkı gidermek amacıyla sağladığı kısa vadeli kredidir.
(Floating exchange rate regime) Kurun büyük ölçüde piyasadaki arz ve talep koşullarına göre belirlendiği sistemi ifade eder. Sistemin uygulama sürecinde merkez bankaları döviz kurlarındaki aşırı oynaklığı veya piyasa temellerinden
(Stamp duty) Çeşitli resmi belgelere kanunla belirlenmiş miktarda veya oranda pul yapıştırma, basılı damga koyma, makbuz verme, hak edişten kesinti yapma yoluyla alınan vergidir.
(Dumping) Fiyatları düşürerek sürüm alanı açmayı tanımlayan bir piyasa işlemidir. Damping, geçici veya sürekli olarak uygulanabilir. Geçici dampinglerin amacı rakip firmaları zayıflatmak veya fazla stokları tasfiye etmek olabilir.
(Contraction) Bir iktisadi dalgalanma evresinde reel gayrisafi yurtiçi hasılanın zirvedeki “boom” aşamasından, dip aşamasına kadar geçirdiği azalma sürecidir.
(Contractionary monetary policy) Enflasyonu düşürmek amacıyla piyasaya doğrudan tahvil satılması biçiminde açık piyasa işlemleri, reeskont ve faiz oranlarının yükseltilmesi gibi araçlarla para arzını azaltmaya yönelik politikalard
(Bottleneck) Bir ekonomide döviz, ham madde, finansman gibi çeşitli varlıkların gerekli düzeyin altına düşmesiyle ortaya çıkan darlık, kıtlık ve arz yetersizliğidir.
(Limited liability to tax) Gelir Vergisi uygulamasında Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler dar mükellef sayılırlar. Bu kişiler yalnızca Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler. Kurumlar Ver
(Mint) Geçmişte altın, gümüş ve bakır gibi madenlerden para basan veya madeni sikkeleri eritip külçe haline getiren, günümüzde ise bozuk paraları basan kamu denetimindeki kurumdur. İstanbul’da ilk Darphane’yi Fatih Sultan Mehmet,
(Behavioral economics) Bu fikir akımı, iktisadi karar alma süreçlerinde bireylerin beceri, ön yargı, dikkat düzeyi ve içselleştirilmiş değerler doğrultusunda davrandıkları varsayımıyla iktisadi olgu ve olayları insan psikolojisi il
(German Stock Index) Almanya’da Frankfurt Borsası’nın hisse senedi endeksidir. DAX (Deutscher Aktienindex) halka açık 30 büyük Alman şirketinin hisse senedi değerleri üzerinden hesaplanır.
(Durable goods) Otomobil, mobilya, beyaz eşya gibi kullanım süresi birden çok dönemi kapsayan ve hızlı tüketilmeyen mallardır. Bu tür dayanıklı malların talebi ekonomik konjonktürdeki değişimden diğer mallardan önce etkilenir. Örn
(Non-durable goods) Bu tür malların kullanım süresi bir yılı aşmaz. Gıda, giyecek, içecek, kırtasiye ve benzer sarf maddeleri bu gruptandır. Dayanıksız tüketim malları, dayanıklı mallara göre ekonomik koşullardan daha az etkilenir.
(Deflation) Bir ekonomide toplam arzın, toplam talebi aşması durumudur. Bu durumda genel fiyat düzeyinde bir düşüş görülür. Deflasyon sürecinde fiyatlar ve istihdam geriler. Talepte sert bir düşüşün ardından, üretimde atıl kapasit
(Deflator) Parasal terimlerle (nominal) ifade edilmiş olan bir iktisadi büyüklüğün (örneğin ücretler, hammadde fiyatları, maliyetler) değerinin gerçek değere (reel) çevrilmesinde kullanılan fiyat endeksidir.
(Value theory) Değer, ekonominin en temel kavramlarından biridir. Klasik iktisatçılar değeri kullanım değeri ve değişim değeri başlıkları altında incelemişlerdir. Bir malın değişim değeri olması için kullanım değerinin de bulunma