(Constant opportunity cost) Bir maldan bir birim daha fazla üretilmesi için diğer maldan aynı oranda vazgeçildiği durumu tanımlar. Bu durumda marjinal dönüşüm oranı mutlak değer olarak değişmez ve üretim olanakları eğrisi bir doğr
(Fixed exchange rate regime) Ulusal bir paranın yabancı bir para veya paralardan oluşan bir sepet değerine sabitlendiği ve bu değerin sürmesinin para otoritesi tarafından bazen açık bazen de örtük olarak garanti edildiği sistemler
(Pure floating) Esnek kur sisteminde döviz kurunun tamamen piyasa güçleri tarafından belirlendiği ve para otoritesinin müdahale etmediği kur sistemini tanımlar.
Sağlık Bakanlığı İstatistik Yıllığı’nda, doktor, yardımcı sağlık personeli, hastane ve yatak sayılarını konu alan ayrıntılı bilgiler vardır. Uluslararası karşılaştırmalar için Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sitesindeki istatistikler k
(Contagious crisis) Bir ülkedeki krizin etkisi ile diğer bir ülkede ekonomik dengelerin bozulması durumu salgın kriz olarak tanımlanır. Küreselleşme döneminde mal ve hizmetlerden sonra sermayenin de serbest dolaşımı hızlanınca sal
(Samurai bond) Yabancılar tarafından, Japonya’da, Japon yeni üzerinden yapılan menkul kıymet ihraçlarıdır. Çoğunlukla 5 yıl ve üzeri vadede yapılan ihraçlardır. İlk ihraç 1970 yılında Asya Kalkınma Bankası tarafından yapılmıştır.
(Industry) İnsanların ve toplumların istek ve ihtiyaçlarını karşılamak üzere hammaddeleri mamul haline getirme faaliyetidir. Sermaye ve emeğin belirli bir teknoloji ile bir işyerinde üretim amaçlı olarak örgütlenmesi olarak sanayi
(Industry Turnover Index) TÜİK tarafından her ay açıklanan endeks aylık sanayi üretimi soru kâğıtlarından elde edilen bilgilerle düzenlenir. 2005 yılından itibaren hesaplanan ve temel yıl olarak daha sonra 2010 yılı alınan endeks
(Industrial Revolution) Sanayi Devrimi terimini ilk kez İngiliz iktisatçısı Arnold Toynbee kullanmıştır. Ünlü tarihçi Arnold Toynbee’nin akrabası olan iktisatçı Toynbee, sanayinin doğuşu ile ekonomik değişimin bağlantısını incele
(Industry cluster) Sanayi kümelenmesi belirli bir alanda üretim yapan firmaların, tedarikçi yan sanayi kuruluşlarının ve ilgili diğer kurumların coğrafi olarak yoğunlaşmasıdır. Bu kümelenmelerde firmalar ülke çapında ve küresel a
(Industrialization) Bir ülkedeki ekonomik faaliyetin ağırlığının sanayi sektörüne kayması ve milli gelir içinde sanayi sektörünün payının artmasıdır.
(Deindustrialization) Bu terim, başlıca belirtileri sanayi ürünlerinin ihracattaki payının ve sanayi dallarındaki işgücünün toplam işgücüne oranın gerilemesi ile dış ticaret açığının artması olan süreci tanımlamaktadır. Sanayisi
(Incentives for industry) Osmanlı İmparatorluğu döneminde sanayi tesisi kurmak için yapılan başvurular çoğunlukla tek tek değerlendirilir, gümrük vergisi bağışıklığı ve benzeri teşvikler sağlanırdı. Osmanlı döneminde bu konuda çı
(Industry Production Index: IPI) Ekonomide meydana gelen gelişmelerin ve uygulanan ekonomik politikaların, kısa dönemde olumlu veya olumsuz etkilerinin ölçülebilmesi için aylık olarak hesaplanan bir endekstir. NACE Rev.2 sınıflama
(Put option) Satma hakkını ifade eder. Elinde opsiyon kontratını bulunduran tarafa, opsiyona konu olan kıymeti yine opsiyonda belirtilen şartlarda satma hakkını verir ancak bir yükümlülük getirmez.
(Purchasing power parity: PPP) Uluslararası karşılaştırmalarda dolar üzerinden hesaplanan kişi başına milli gelir değerleri kullanılır. Ancak ülkeler arasında fiyat farklılıkları nedeniyle bu karşılaştırma gerçek durumu tam anlam
(Purchasing Managers Index: PMI) Firmaların satın alma yöneticilerinin üretim, siparişler, istihdam, tedarikçilerin teslim süresi ve girdi stokunun gelişimine dair sorulara verdikleri cevaplardan elde edilen bir yayılım endeksidi
(Cardinalutility) Sayısal fayda teorisine göre mal ve hizmetlerin tüketiminden elde edilip sayısal olarak ölçülebilen faydadır.
(Court of Accounts) Merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin