Salgın Kriz

(Contagious crisis) Bir ülkedeki kri­zin etkisi ile diğer bir ülkede ekonomik dengelerin bozulması durumu salgın kriz olarak tanımlanır. Küreselleşme döneminde mal ve hizmetlerden son­ra sermayenin de serbest dolaşımı hızlanınca salgın kriz tehlikesi iyice artmıştır. Dünyanın uzak veya yakın herhangi bir bölgesindeki ekonomik sıkıntılar ve krizler, ışık hızı ile diğer ülkelere bulaşabilmektedir. “Bulaşma olgusu” Türkiye ekonomisini üç yol­dan etkilemektedir:

  • Gelişmekte olan ülkelerden birindeki sorun, bu gruptaki tüm ülkelere bu ara­da Türkiye’ye de ihtiyatla yaklaşılması­na neden olmaktadır.
  • Dış ülkelerdeki yatırımcılar, Türki­ye’de de benzer sorunların yaşanacağı beklentisine kapılabilmekte ve ellerin­deki menkul değerleri satabilmektedir.
  • Sorun yaşanan ülkede zarar eden bazı dış yatırımcılar, bu zararı kapamak için Türkiye’deki menkul değerlerini ister istemez satmaktadır.

1997’de Güneydoğu Asya’daki ve 1998’de Rusya’daki krizler, Türkiye’yi de etkilemiş ve bu krizlerin tetiklediği süreç, ekonominin 1999’da krize girme­sine yol açmıştır.

Salgın krizlerden ve her türlü dış şok­lardan korunmak için ekonominin kırılganlığının azaltılıp, direncinin yükseltilmesi gerekmektedir. Dünya ekonomisi ile ilgili her göstergenin bir erken uyarı sistemi ile algılanması ve gereken önlemlerin zamanında alınma­sı da ekonominin salgın krizlere karşı bağışıklığını güçlendirmektedir.