(Cluster) Birbiriyle ilişki içinde olan firmaların bir araya toplanmaları ve bu firmaların rekabet gücünün artması için gerekli özel mal ve hizmet üreticileri, kamu kuruluşları, sivil toplum örgütleri, üniversite ve diğer araştırm
(Balance of payments) Ödemeler bilançosu, geniş anlamıyla, bir ekonomide yerleşik kişilerin (Devlet organları, Merkez Bankası, bankalar ve diğer sektörler) diğer ekonomilerde yerleşik kişiler (yurtdışında yerleşikler) ile belli b
(Loanable funds) Para piyasasına sunulan ödünç vermeye hazır fonlardır. Ödünç verilebilir fonların arz ve taleplerinin karşılaştığı her tür ortam ödünç verilebilir fonlar piyasası olarak adlandırılır. Faizi bugünkü tüketimden vaz
(Learning curve) Birikimli çıktı ile ortalama ürün maliyetleri veya emeğin ortalama veya marjinal fiziki verimliliği arasındaki ilişkiyi işgücü deneyiminin artışına bağlı olarak açıklayan eğridir. Bu eğri öğrenme sürecinin sonuc
(Economies of scale) İşletmenin büyüklüğü veya kapasitesini belirtmek için “ölçek” kelimesi kullanılır. Ölçek büyüdüğünde getiri artabilir, azalabilir veya sabit kalabilir. Bir şirket tesislerini genişleterek ve üretim hacmini büyü
(Leading Economic Indicators) Ekonomi ile ilgili çok sayıda göstergeyi incelemeye zamanı veya bunların nasıl yorumlanacağı konusunda deneyimi olmayanlar, tek bir göstergeye bakarak ekonomideki mevcut durumu ve genel eğilimi görmek
(Front-loaded programme) Bu terim herhangi bir programın uygulamasının ilk aşamasında çözümü güvence altına almak için eldeki araçların önemli bir bölümünün erken kullanımını ifade eder. Gelecekteki herhangi bir gelişmeyi veya ris
(Camouflaged earnings) Genellikle şirket ile ortakları arasında yapılan işlemlerde şirketin kendi ortaklarından piyasa değerine göre yüksek fiyatla mal alması ve onlara düşük fiyatla mal satması ve benzeri işlemlerle gerçekleştir
(Cobweb Theory) Üretimi için belli bir sürenin geçmesi gereken tarımsal mallarda ve benzerlerinde, satıcıların üretim ve arz ile ilgili kararları, ancak bu süre sonunda etkisini göstermektedir. Üretim kararı ile üretimin fiilen ge
(Special Drawing Rights: SDR) Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından, dünya ülkelerinin likidite ihtiyacına cevap vermek üzere, otomatik bir çekme hakkı olarak yaratılan ve karşılığı olmayan uluslararası bir likidite kaynağıdır.
(Special order) Borsada bir kerede yapılabilecek işlem miktarını aşan, ancak toplu satış miktarından da az olan alış veya satış emridir.
(Special financial institutions) Faizsiz finans kuruluşları 2005 yılına kadar bu adla anılmış, daha sonra bu kurumlara “katılım bankaları” denilmiştir.
Her “Beş Yıllık Plan” döneminde kurulan özel ihtisas komisyonları, konulara ve sektörlere göre raporlar hazırlamaktadır. Raporlarda konularında uzman olan bilim insanları ve şirket yöneticileri fikirlerini açıklar. Bu raporlara S
(Private property) Kapitalist sistemin bu ayırt edici özelliği, gerçek veya tüzel kişilerin menkul, gayrimenkul, maddi veya fikri haklarını yasal sınırlar içinde olmak kaydı ile diledikleri biçimde kullanabilmelerini ifade eder.
(Bond) Tahvil, bir mülkiyet senedi olan hisse nedeninin aksine, bir borçlanma senedidir. Tahvil sahibi, özel şirketin uzun vadeli alacaklısıdır ve şirketin yönetimine katılamaz. Buna karşılık şirketin brüt kârından öncelikle tahvil
(Return on equity: ROE) Belirli bir miktardaki öz kaynağa karşılık ne kadar kâr edildiğini gösteren ve kârın özkaynaklara bölünmesiyle hesaplanan orandır.
Bkz. Özsermaye