(Socialism) Üretim araçlarının mülkiyetinin ve siyasi iktidarın işçi sınıfının elinde bulunduğu sistemdir. “Toplumculuk” da denen sosyalizm kelimesi ilk kez İtalyan iktisatçısı Giacomo Guila- in tarafından 1803 yılında kullanılmış
(Social capital) Sosyal sermaye, diğer insanlarla birlikte olmaya değer vermek, sosyal ilişkiler kurmak, konuşmak ve dertleşmek gibi toplumları ayakta tutan bağlantı unsurlarının bütününü ifade eder. 21. yüzyılda bu yaygın ilişkiler
(Social insurance) Geleceği hedef alan, risk sonucu ortaya çıkan ihtiyacın şekil ve şiddetine bakılmaksızın, önceden saptanan oranda prim ödeyenlerin karşılaştıkları riskleri belirli ölçüde gideren sistemdir.
İşçi Sigortaları Kurumu adıyla 1945’te kurulan ve işçilere hizmet veren sigorta kuruluşu 1964 yılında çıkarılan 506 sayılı yasa ile Sosyal Sigortalar Kurumu adını almıştır. 1945’te iş kazaları ve meslek hastalıkları ile başlayan s
(Colony) Bir başka ülkenin ekonomik ve siyasi denetimi altındaki ülkedir. Sömürge ülkeye eskiden “müstemleke” denirdi.
(Speculation) Gelecekle ilgili beklentiler doğrultusunda fiyat değişimlerinden bir gelir elde etmek amacıyla yapılan alım ya da satım işlemidir. İşlemi yapan kişisel öngörülerine dayanarak fiyatında yükselme beklenen ekonomik varl
(Speculative bubble) Balon, ekonominin sektörlerinde, yeni gelişen bir iş alanında, hisse senedi borsalarında ve gayrimenkul piyasasında belirli ürünlere yönelen talebin kısa sürede hızlı artışı ile oluşabilir. Herhangi bir varlığa
(Specific tax) Matrahı malın özelliğine göre metre, kilogram, litre veya ton gibi fiziki bir birim olan vergi türüdür.
(Spot market) Bir ürünün alış veya satışının işlem tarihinde belirlenen fiyat üzerinden en çok iki iş günü sonrasında gerçekleştirildiği piyasadır.
(Spot date) Mali piyasalarda gerçekleştirilen bir işleme bağlı ödemelerin işlemin yapıldığı günü takip eden iki iş günü sonrasında gerçekleştirilmesidir. Spot valörle yapılan bir işlem, örneğin salı günü gerçekleşmiş ise ödemeler p
(Stagflation) Bir ekonomide üretimin düştüğü veya en azından artmadığı bir ortamda enflasyonun yükselmesi ile meydana gelen durumu ifade etmektedir. Stagflasyon, İngilizcede durgun anlamına gelen “stagnant” kelimesinin ilk dört, “
İngiliz bankası Standard Chartered, Türkiye şubesini 2003 yılında açmıştır. Türkiye’de kurulu yabancı yatırım bankası statüsünde ve 1 şubesinde 30 kişi ile faaliyet göstermektedir.
(Standardization) Bir şeyin veya etkinliğin, belirli kurallar çerçevesinde tek bir yöntemde veya biçimde düzenlenmesidir. Dünya çapında standartlaşma çalışmaları, 1947 yılında kurulmuş olan ve ülkelerin standartlar enstitülerinin
Bkz. IMF
(Sterilization) Merkez bankalarının, çeşitli nedenlerle ortaya çıkan para arzı artışlarının etkilerini dengelemek için yaptıkları açık piyasa işlemleridir. Örneğin bir merkez bankası döviz satın aldığı zaman para arzındaki artışı m
(Stockholm School) İsveç Okulu da denen Stockholm Ekolü’nün kurucusu Knut Wicksell’dir. Bu ekolün diğer iktisatçıları Cassel, Myrdal, Lindhal, Ohlin ve Lundberg’dir. Wicksell ekonomik teoriye “parasal denge kavramı” ile katkıda b
(Stock variable) Yılsonunda veya herhangi bir gün itibariyle düzeyi tanımlanan değişkendir. Örneğin sabit sermaye stok değişkendir. Sermaye stokuna yapılan ilave yatırımlar ve sermaye stokunun zamanla yıpranmasını ifade eden amo
(Withholding) En çok gelir vergisi tahsilatında uygulanan bu yöntemde vergi borcu esas mükellef tarafından değil de aracı ödeyici durumundaki üçüncü bir kişi veya kurum tarafından ödenir. “Kaynakta tevkif” veya “kaynakta kesme” de
2011’den önce Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT), daha sonra Kalkınma Ba- kanlığı’nın üstlendiği işlevler ve görevler, 24 Temmuz 2018’den itibaren Strateji ve Bütçe Başkanlığı’na verilmiştir.
Strateji ve Bütçe Başkanlığı (S
(Stress test) Bankaların olumsuz olaylar ve şoklar karşısında dayanıklılığını ölçmek için yapılan bir tür testtir. Stres testi merkez bankaları ve banka düzenleme kuruluşları tarafından yapılabileceği gibi bankalar, bir kamu otor