Ekonomi Terimleri

Birincil (ön) Pazar

(Primary market) Ana ürün ve bu ürünle birlikte ya da bu ürünün alımın- dan daha sonra satın alınması gereken yan ürünlerin satışının gerçekleştiği pazarları ifade etmek için özel terimler kullanılmaktadır. Müşterinin satın aldığı i

Birincil Piyasa

(Issue market) İlk ihraçların yapıldığı piyasadır. Bir yatırım aracının örneğin bir menkul kıymetin ilk defa piyasaya sürülmesi (satılması) birincil piyasa iş­lemidir. Benzer şekilde, devlet iç borç­lanma senetlerinin, Hazine ve Mal

Birleşik Fon Bankası

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun mülkiyetinde olan bu banka 1997’de Bayındırbank adını taşımaktaydı. Ban­ka 1958’de Çaybank adı ile kurulmuş 1992’de unvanı Derbank olmuştu. Bir­leşik

Birleşme ve Devralma

(Merger and acquisition) Yönetim ve kontrol işlevlerinde kalıcı değişiklik meydana getirecek şekilde, iki veya daha fazla teşebbüsün bir araya geti­rilmesi birleşme veya devralma işlemi sayılmaktadır. Bir veya daha fazla teşebbüsün

1 Temmuz Bankacılığı

24 Ocak 1980 Kararlarını tamamla­mak üzere 1 Temmuz 1980’dan itibaren mevduat ve kredi faizleri serbest bıra­kıldı. Böylece 1970-1980 döneminde uygulanan negatif reel faiz uygulaması­na son verildi.

Bitcoin

Bitcoin adı verilen sanal para birimi, 2008 yılında Satoshi Nakamato takma adını kullanan bir mühendis tarafın­dan oluşturuldu. Fiziksel karşılığı ol­mayan veya herhangi bir resmi otorite tarafından oluşturulmayan ve kripto para da

Bitkisel Üretim Tahminleri

(Forecasts of crop production) TÜİK, bitkisel üretimdeki değişimi hesaplamak için yılda iki kez üretim tahmini yapar. Birinci tahmin her yılın ağustos ayının son günlerinde, ikinci tahmin ise aralık ayının başında yayınlanır. Bu tah

Biyolojik Kalkan

(Biological shield) Bir nükleer reaktö­rün personelini ve çevresini korumak amacıyla, nötronları ve gama ışınları radyasyonunu absorbe etmek (soğur- mak) için nükleer reaktörün merkezi etrafında inşa edilen koruyucu kalkan ya da kal

Black-Scholes Eşitliği

(Black-Scholes Equation) ABD’de finans ve ekonomi alanında öğretim üyeliği ya­pan Fisher Black ve Myron Scholes’ın 1973 yılında bir makalede açıkladıkları yatırım denklemi

Blokaj

(Blockage) Bir varlığın kullanımına yetkililer tarafından getirilen kısıtla­madır. Böyle bir durumda varlığın ger­çek sahibi daha önce kendisine ait olan varlığı istediği gibi kullanamaz.

Blok Satış

(Block sale) Bir firmanın sermayesi­nin yüzde 10’undan fazlasını temsil eden hisse senetlerinin blok halinde satılması işlemidir. Büyük miktardaki satışların, Borsa’nın güven ve şeffaflık ortamında gerçekleştirilebilmesi için gerekl

"Blue Chips"

Borsalarda büyük firmalara ait ve yıl­lar itibariyle istikrarlı bir seyir izleyen hisselere ABD’de ve İngiltere’de verilen isimdir. Bunlar genellikle tanınmış şir­ketlerin hisselerinden oluşur.

Boğa Piyasası

(Bull market) Borsada fiyatların yük­seleceği beklentisi içinde olanların sürekli alım yapması ve risk alması du­rumunun ağırlık kazandığı bir ortamı tanımlayan deyimdir.

Bono

(Bill) Vadesi 1 yıldan kısa olan ve çıka­ran kurum tarafından öngörülen vade sonunda belirli bir bedelin ödenmesi­nin taahhüt edildiği menkul kıymetler­dir. Hazine ve Maliye Bakanlığı tara­fından çıkarılan bir yıldan kısa vadeli ihr

“Boom"

İngilizce olan bu kelime ekonomik dal­galanmanın genişleme aşamasında or­taya çıkarak belirli bir süre devam eden ve ekonomik faaliyette alışılmamış düzeyde bir artışın görüldüğü durum­dur. Ekonomik dalgalanma sürecinde “boom” dönem

Borç Servisi

(Debt service) Borçlu ülkenin bir yıl içinde ödemek zorunda olduğu anapara ve faiz toplamıdır.

Borç Yapılandırması

(Debt rescheduling, debt restructu­ring) Vadesi gelen borcun ödenmesin­de zorluk çıktığında, borcun aynı tutar veya indirilmiş yeni bir tutar üzerinden borçluyu kısmen rahatlatacak yeni bir ödeme planına bağlanmasıdır.

Borç Yönetimi

(Debt management) Devlet borçları­nın tutar ve bileşiminde düzenlemeler yapılarak ödeme koşullarının belirlen­mesi ve borcun vade ve alacaklılar açı­sından yönetilmesidir.

Borç Yükü

(Debt burden) Devlet borçlarının ana­para ve faiz ödemelerinin ekonomi üze­rindeki baskısını tanımlar. Borç yükü­nün ağırlığı hakkında fikir edinmek için borcun anaparası GSYH’ye, faiz ödeme­leri ise vergi gelirlerine oranlanır.

Borsa

(Exchange, stock exchange) Bir malın ya da varlığın belirli kurallar çerçeve­sinde alınıp satıldığı pazarlardır. His­se senedi ve diğer menkul değerler ile altın gibi tasarruf araçlarının yanı sıra pamuk, buğday gibi ürünlerin alınıp s