(Competition policy) Birleşme, ele geçirme, gizli anlaşma ve ortak girişim gibi firmalar arasındaki rekabeti bozacak, engelleyecek veya kısıtlayacak her türlü etkinliği önlemeye yönelik her türlü düzenleme ve kurallar bütünüdür.
(Crop, harvest) Tarım sektöründe bir üretim döneminde herhangi bir üründen üretilen miktardır.
(Repurchase agreement and reverse repo) Repo ilk bakışta, paranın belirli bir vadede faizi ile birlikte alınması gibi görünür. Ancak bu işlem menkul değerlerin belirli bir vadede “geri alım taahhüdü” ile satımıdır. Repoyu yapan ta
Vergi mükelleflerinin yaptığı bildirimlerin incelenmesi veya yapılan bir ihbar üzerine gerçekleştirilen kovuşturmalar sonucunda saptanan matrah farkının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere dayanarak belirlenemediği durum
(Recession) Ekonomik büyümenin belirli bir süre boyunca yavaşlaması veya kısa bir süre için daralmaya dönüşmesidir. Durgunluk anlamına gelen resesyon, atıl kapasitenin ortaya çıkması veya ekonominin uzun vadeli büyüme oranından d
(Duty, impost) Belirli bir işin veya hizmetin yapılması için yetkili makamlar tarafından verilen izin karşılığında elde edilen vergi benzeri bir gelirdir.
Mahkemelerin, icra dairelerinin ve diğer resmi dairelerin hisse senedi piyasasında menkul kıymet satım işlemleri yaptırmaları için Borsa İstanbul’a yazılı olarak müracaat etmek zorunda oldukları işlemlere resmi müzayede işlemi de
(Revaluation of currency) Bir ulusal paranın değerinin dövizlere ve altına göre yükseltilmesi işlemidir. Revalüasyon yapan bir ülkede resmi kurlarla altın ve döviz fiyatları hükümetin kararlaştırdığı oranda ucuzlar. Bu işlem deval
Bkz. Merkez Bankası politikaları
Bkz. Merkez Bankası politikaları
(Reserve currency) Merkez bankaları ile uluslararası finans kuruluşlarının portföylerinde bulunması için tercih ettikleri para birimidir. Bir ulusal paranın rezerv para özelliği taşıyabilmesi için, diğer paralar karşısındaki değeri
(Ricardo effect) Kredi genişlemelerinin tüketim malları talebini artırarak tüketim malları sanayilerindeki fiyatları ve dolayısıyla da kârları yükseltirken reel ücretleri düşüreceğini, bu sürecin firmaları emek yoğun üretim tekniği
(Risk) İktisadi karar birimlerinin verecekleri kararlar sonucunda ortaya çıkacak getiriyi olumsuz etkileyebilecek olayların gerçekleşme olasılığıdır. Bireyler riskten kaçınan (risk averse) veya risk alan (risk taker) davranış biçi
(Value at Risk: VaR) Şirket veya bir yatırım portföyündeki finansal varlıkların riskliliğini ölçmek amacıyla kullanılan istatistiki yöntemdir. Yöntem, belirli bir güven aralığında önceden belirlenmiş süre boyunca, bir portföyün de
(Risk appetite) Bu terim kurumların ve şirketlerin, hedeflerine ulaşmak için katlanabileceği, göze alabileceği ve kabulleneceği risk düzeyleri için kullanılır. Finansal piyasalarda olumlu beklentilerin artmasıyla birlikte riskin g
(Risk premium) Riskli bir varlık veya kıymetin tamamen risksiz bir varlık veya kıymete göre yatırımcıya sağladığı fazladan getiriyi ifade etmektedir. Bir varlık veya kıymetin risk primi tamamen risksiz yatırım aracına göre elde ed
(Hedging) Yatırım riskine karşı korunmak amacıyla finansal pazarlardaki araçları etkin ve doğru bir biçimde kullanarak olası ters fiyat hareketlerine karşı yatırımcının yatırımını güvenceye almasıdır. Yatırımcı, karşılaşılabilec
(Patronage dividend, kickback) Kooperatiflerde dönem sonunda elde edilen kârın ortaklara dağıtımını ifade eden bir terimdir. Dağıtım, ortağın kooperatifte yıl içinde yaptığı işlemlere göre yapılır. Bu dağıtım şekli kârların serma
(Rosetta Plan) Hükümet ve sosyal tarafların uzlaşması ile Belçika’da Kasım 1999 tarihinde yürürlüğe giren ve temel amacı gençlerin iş bulmasını kolaylaştırmak olan bir plandır. Plan, belli sayının üzerinde işçi çalıştıran işletme
(Royalty) Gerçek veya tüzel kişilikten lisans sözleşmesi ile telif hakkı devralındığında yapılan ödemedir.