(Real economy) Genel ekonominin mal ve hizmet üretimi yapan bölümleri toplam olarak reel ekonomi olarak adlandırılır. Tarım, sanayi ve hizmetler sektörlerindeki üretim reel ekonomi kapsamında kabul edilir. Reel ekonominin sağlam v
(Real interest rate) Bir yatırımın sağladığı nominal getirinin, enflasyonun getirdiği paranın satın alma gücü kaybına göre düzeltilmiş halidir. Enflasyon oranının örneğin yüzde 10 olduğu bir ortamda nominal faiz oranı yüzde 13 ise
(Real Sector Confidence Index: RSCI) Reel Kesim Güven Endeksi, ekonomik konjonktürün yönü hakkında bilgi sağlar. İktisadi Yönelim Anketi’nin bazı soruları seçilerek hesaplanan bu endeks, ekonomik faaliyetteki büyüme ve daralma dö
(Real sector) Ham madde, ara malı ve üretim faktörleri kullanılarak üretimin yapıldığı faktör ve mal piyasalarından oluşan sektördür. Bu terim bazen “reel ekonomi” terimi yerine kullanılır ve mali sektör dışındaki ekonomik faaliyet
Bkz. Gerçek ücret
(Rediscount rate) Belirli aralıklarla açıklanan bu oran, Merkez Bankası ile bankalar arasındaki para trafiğinde uygulanır. Kredi taleplerinin arttığı ve faiz oranlarının yükseldiği dönemde, bankalar rezerv fazlalıklarına yönelir v
(Welfare state) Refah devleti terimi ilk kez 1941 yılında İngiltere’de kullanılmış, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra sosyalist ve sosyal demokrat partilerin hükümet veya koalisyon hükümeti kurdukları dönemlerde refah devleti uygula
(Welfare economics) Ekonominin bu dalı, toplumlar ve bireylerin refah düzeyini yükseltmek için kriterler ve mikroekonomik analiz yöntemleri geliştirmektedir. Bir bütün olarak ekonominin etkinliğinin ve buna bağlı olarak gelir dağı
İşçi ve memurların aylıklarına zam yapılırken ve enflasyon oranlarından doğan satın alma gücünün kaybı telafi edilirken, milli gelirin büyümesinden doğan refah payının da dikkate alınması gerekir. Aksi takdirde maaşlıların ve ücret
(Reference price) Payların veya rüçhan haklarının işlem görebileceği en üst ve en alt fiyat limitlerinin belirlenmesine esas teşkil etmeyen, baz fiyat oluşuncaya kadar referans değer olarak kullanılması amacıyla hesaplanan fiyattı
(Reflation) Reflasyon terimi, deflasyon ortamında bulunan veya deflasyona kaymakta olan ekonominin tekrar dengeye getirilmesi sürecini ifade eder. Reflasyonist politikanın amacı deflasyonist talep açığının giderilmesidir. Toplam t
(Warrant) Belirlenen bir fiyat üzerinden belli sayıda adi hisse senedini satın alma hakkı veren bir tür menkul değerdir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda, dış borçlara karşılık olarak tütün ekimini ve tütün işlenmesini düzenlemek üzere, alacaklıların bulunduğu ülkelerin yönetimleri tarafından kurdurulan bir idaredir. Osmanlı döneminde 1861’den itibaren dev
(Competition) Herhangi bir etkinlik alanında ayrı ayrı kişi veya gruplar arasında sürdürülen üstün olma mücadelesidir.
(Competitive price) Giriş engellerinin olmadığı piyasada, bir firmanın yatırdığı sermayenin en az normal getirisi kadar kazanç elde etmesini güvence altına alan fiyattır.
(Competitive market) Çok sayıda alıcı ve satıcının çok az piyasa gücüne sahip olduğu ve dolayısıyla da her bir alıcı veya satıcının piyasa fiyatı üzerinde ihmal edilebilir bir etkiye sahip olduğu piyasadır.
(Competitive advantage) Maliyet üstünlüğünün yanı sıra teknolojik yeniliklerle sürekli olarak verimlilik artışları ve ürün tasarımında en iyiye ulaşma çabaları içinde olan firmaların, öbek içinde yer almaktan kaynaklanan dışsallı
(Competition Authority) Piyasalarda firmalar arasında tekelleşme ve kartelleşmelerle ortaya çıkabilecek haksız rekabeti en aza indirmek ve piyasaların rekabete en uygun biçimde çalışabilmesini sağlamak amacıyla yasalar gereğince