(Eligible paper) Merkez Bankası’nın reeskont için kabul edilebilir gördüğü finans aktifleridir.
(Settlement price) Borsa Uzlaşma Komitesi tarafından her bir ticari oturumun kapanışında belirlenen ve takas odasının net kazanç ve kayıpları ile gelecek günün fiyat sınırlarını saptamada kullanılan resmi fiyattır.
(Arbitration) Toplu iş sözleşmesi uyuşmazlıklarında oluşturulan uzlaştırma kurulu aracılığıyla işçi ve işveren arasında anlaşmaya varılması için yapılan çalışmalardır.
(Specialisation) Ülkelerin, bireylerin, şirketlerin veya kurumların üretime yönelik çabalarını, yeteneklerini ve bilgilerini çok sayıda alanda değil, sınırlı bir alanda yoğunlaştırarak verimliliklerini artırmayı amaçlamasıdır.
(Long run) Firmanın üretim sürecinde kullandığı tüm girdilerin miktarını dolayısıyla üretim ölçeğini değiştirebileceği kadar uzun bir zaman aralığıdır.
(Long-run marginal cost) Uzun dönemde herhangi bir üretim düzeyinde toplam maliyetteki değişimin üretimdeki değişmeye oranlanmasıyla hesaplanan, üretimde bir birimlik değişmenin toplam maliyette yol açtığı değişimdir. Her bir ür
(Long-run average cost: LRAC) Uzun dönem maliyetin toplam üretim miktarına bölünmesiyle hesaplanan, bir birim mal üretmek için katlanılan maliyettir.
(Long run aggregate supply curve) Reel gayrisafi yurtiçi hasıla ile fiyatlar genel düzeyi arasındaki ilişkiyi gösteren eğri olup uzun dönemde reel gayrisafi yurtiçi hasılanın doğal düzeyine ulaşacağı varsayımıyla fiyatlar genel düz
(Long-run equilibrium of firm) Kısa vadenin aksine firmalar uzun dönemde sabit olan faktörlerini de değiştirebilme imkânına sahiptir. Uzun dönemde teknolojide de değişiklikler ortaya çıkabilir. Bunların ötesinde eğer firmanın bulu
(Long run equilibrium under oligopoly) Herhangi bir firma faaliyeti sonunda kısa vadede kâr elde edebiliyorsa, orta veya uzun vadede durum değişebilir. Piyasaya giriş serbestliği varsa kısa dönemde elde edilen kârlar piyasaya yeni f
(Long term credit) Özellikle yatırım ve kalkınma bankaları tarafından önemli projeler için açılan ve vadeleri 5 ile 1520 yıl arasında olan kredi türüdür.
(Wage) İşçilere üretim sürecine katılmaları karşılığında belli sürelerde yapılan ödemedir. Üretim faktörlerinden biri olan emeğin üretimden aldığı pay olarak da tanımlanabilir. Ücret saat başına, parça başına, haftalık ve aylık o
(Fringe benefits) Maaş veya ücret dışında, çalışanlara sağlanan her türlü hizmet ve imkânlardır.
(Wage-price spiral) Ücretlerdeki artışların üretim maliyetlerini artırarak fiyatları yükselttiği, fiyatlardaki artışların ise yeniden ücret artışlarını beraberinde getirdiği ileri sürülen etkileşim sürecidir.
(Wage theories) Ücret teorileri emek fiyatının hangi seviyelerde oluşacağını incelemektedir. Klasik ücret teorileri denilen Tunç Kanunu ve Ücret Fonu teorileri ile Sömürü Teorisi ücretlerin daima- asgari ücret haddi seviyesinde olac
(Triple deficit) Bir ekonomide cari işlemler açığı, bütçe açığı ve tasarruf açığının bir arada bulunduğu olumsuz durumdur. Üçüz açık toplam tasarrufları yetersiz olduğu halde yüksek büyüme hızlarını hedefleyen ülkelerde ortaya çıkm
(Producer’s equilibrium) İki üretim faktörünün kullanıldığı varsayımı altında, bir üreticinin belirli bir dönemdeki maliyetle üreteceği en çok çıktıyı gösteren noktadır. Bu noktada üreticinin eş maliyet doğrusu ile eş ürün eğrisi
(Producer theory) Mal ve hizmet piyasalarında satıcı olarak yer alan üreticinin davranışlarını ve bu davranışlarının nedenini inceleyen teoridir.
(Production) Mal ve hizmetleri bir dizi işlemden geçirerek yararlı hale getirmek veya yararlılığını artırmak faaliyetidir. Üretim süreci, ara mallarının üretim faktörleri aracılığıyla farklı bir çıktıya dönüştürülme sürecidir. Üreti
(Mode of production) Üretimin örgütlenme ve yürütülme tarzını ifade eder. Toplumsal üretim ilişkilerinin kendine özgü biçimiyle belirlenen ve üretici güçlerin belli bir düzeyine karşılık gelen temel ekonomik örgütlenme tarzıdır. Ü