(Underdeveloped countries) Gelişen veya gelişmekte olan ülkeler için 1950 ve 1980 arasında yaygın olarak kullanılan terimdir. Bu terim, henüz gelişmemiş ülkelerin hep gelişmemiş kalacağı izlenimini verdiği için 1980’den sonra kull
(Flue gas) Yanmadan sonra bacalardan çıkan ve azot oksitleri, karbon oksitleri, su buharı, sülfür oksitleri, parçacıklar ve birçok kimyasal kirletici madde içeren dumandır.
(Back to back loan) “Off-shore” merkezlerde kurulmuş bulunan finansal kuruluşlara gönderilen kara paranın, açılmış kredi gibi gösterilerek sahibine geri ödenmesini tanımlar.
Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk dönemlerinde transit geçiş yapan gemilerden ve kervanlardan alınan vergidir.
(Dependency theories) Emperyalizmin çevre ekonomilerini aktif bir biçimde geri bıraktığını ve kalkınmalarını engellediğini vurgulayan teorilerdir. Bu teorileri savunanlar arasında Paul A. Baran, Andre Gunder Frank, Samir Amin ve
(Autonomous investment) Girişimcilerin ve kamunun, tüketim hacminde ya da ulusal gelirdeki değişikliklerin etkisinde kalmadan yaptıkları yatırım harcamalarını belirten bir kavramdır. Basit makroekonomik denge modelinde yatırım h
1972 yılında esnaf ve sanatkârlar ile diğer bağımsız çalışanları kapsamına almak üzere kurulan sosyal güvenlik kuruluşudur. Bağ-Kur 2006 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamına alınmıştır.
(Tying) Satıcı konumundaki bir işletmenin bir ürünün satışını, alıcının ayrı bir ürünü de alması koşuluna bağlamasıdır. Bu şekilde yapılan satışa, bağlı satış (tied selling) denir. Bağlama anlaşmalarında alıcı tarafından esas ola
(Tied credit) Bir tür koşullu kredidir. Bu kredide krediyi veren ülke veya kurum, krediyi alanın kendisinden mal ve hizmet satın alınması şartını koyar.
(Joint demand) Bir mal veya hizmet üretmek için üretim faktörlerinin teker teker değil hep birden talep edildiğini belirten bir terimdir. Örneğin bir ceket üretmek için hem iplik ve kumaş hem de insan emeği gerekli olmaktadır.
(Fishing) Uluslararası ekonomik sınıflandırmalarda tarım sektöründeki faaliyetler kapsamında balıkçılık da bulunmaktadır. Sektörün faaliyeti denizde ve tatlı sularda su ürünlerinin yetiştirilmesi, tutulması ve çıkarılmasıdır.
(Baltic Exchange) 1744 yılında Londra’da bir kahvehanede faaliyet göstermeye başlayan bir navlun borsasıdır. 1900’de anonim şirket statüsünü kazanan kuruluşa 600 gemicilik şirketi üyedir. Borsa, gemi sahipleri ve simsarları ile
(Bank) Mevduat toplama, kredi verme ve havale işlemi gerçekleştirme gibi çeşitli finansal hizmetleri yerine getirmek üzere kurulan finansal kuruluştur. Bankaların başlıca türleri şunlardır: Mevduat bankaları: 20. yüzyılda önemli ge
(Bank bills) Yatırım ve kalkınma bankalarının borçlu sıfatı ile düzenleyip ihraç ettikleri sermaye piyasası araçlarıdır. Vadeleri en az 60 gün en çok 720 gündür.
(Bank run) Bir bankanın kapanacağı veya batacağı düşüncesiyle mevduat sahiplerinin paralarını aynı günlerde çekmek istemesi ile ortaya çıkar. Sağlam bankalar bile bu panikte zor duruma düşer. Yasa koyucu bu nedenle bankalar ile il
(Clearing) Bu sistem ekonomilerde çeklerin dolaşımını sağlamıştır. Kliring veya takas denilen ödeme türü, eski çağlardan beri bilinmekteydi. Ortaçağ panayırlarında kliring işlemleri önemli yer tutardı. Birbirlerine karşı hem alaca
(Bank check, bank cheque) Bir banka tarafından düzenlenen çeke denir. Bankalar da diğer ticari işletmeler ve kişiler gibi ödemelerini çekle yapabilir.
(Extra bank market) Gelişmiş ülkelerde bankaların günlük borç ve alacaklarının takasında nakit fazlalıkları nakit noksanlıklarını aşarak pozitif bir bakiye veriyorsa para piyasasının “banka dışında olduğu” ifade edilir. Bunun anl