(Expenditure balance) Gelir harcama modelinde toplam harcamaların toplam gelire eşit olduğu noktaların geometrik yeri olan 45 derecelik doğruyla toplam harcama eğrisinin kesiştiği nokta, denge reel gayrisafi yurtiçi hasıla düzeyi
(Expenditure elasticity) Bir mala yönelik harcamadaki oransal değişmenin tüketicinin o mala yönelik talep miktarındaki oransal değişmeye oranını gösteren katsayıdır.
(Expenditure measure of GDP) Harcamalar yöntemi ile yapılan gayrisafi yurtiçi gelir hesaplamalarında başlıca kalemler, özel tüketim harcamaları, devletin harcamaları, yatırım harcamaları ve net ihracattır. Net ihracat, toplam mal
(Expenditure tax) Gelir vergisi yerine uygulanması önerilen bir vergidir. Harcama vergisinin matrahı bireyin yıl içinde yaptığı harcamaların toplamıdır. 60’lı yılların ortalarında Nicholas Kaldor tarafından önerilen vergi yaygın
(Travel pay, travel allowance) Sürekli veya geçici olarak resmen görevlendirilen kişilere yolculuk ve konaklama giderleri için yapılan ödemedir.
(Charge, fee, duty) Gerçek veya tüzel kişilerin, özel menfaatlerine ilişkin olarak, kamu müesseseleri ve hizmetlerinden yararlanmaları karşılığında yaptıkları ödemedir.
(Moving averages) Teknik analizde kullanılan bir analiz göstergesidir. Hareketli ortalamalar, trend yapan ortalamalarda iyi işleyen bir takip edici göstergedir. Örneğin, bir hissenin on günlük basit hareketli ortalaması, son on gü
(Outward processing regime) Bu rejime tabi olan ürünler hariçte işleme faaliyetlerine tabi tutulmak üzere Türkiye gümrük bölgesinden geçici olarak ihraç edilir. Gittikleri ülkede işlenen ürünler ithalat vergilerinden tam veya kısm
(Harrod-Domar growth model) Keynes’in Genel Teorisi ile başlayan dönemde ekonomistlerin ilgileri büyüme sorunları üzerinde yoğunlaşmıştır. Keynes, tasarruf-yatırım eşitliğini gerekli ve yeterli bir denge koşulu saymaktaydı. Roy Ha
(Recoupment) Yıkıcı fiyat analizinde, teşebbüsün rekabet karşıtı amaçla maliyetinin altında satış yaptığı dönemdeki zararını, rakiplerini etkisizleştirdikten sonra uygulayacağı yüksek fiyatlarla telafi edebilmesini ifade etmekte
(Produce, product) Bir üretim etkinliği sonunda yaratılan malların fiziki değerleridir.
(Proceeds, return) Bir mal ve hizmet üretimi sonunda yaratılan malların parasal değeridir.
(Sensitive farming) Toprağı ve ürünü çevreye en az zararı verecek şekilde değerlendirmeyi amaçlayan, tarımsal verimliliği ve etkinliği çevreyi koruyarak sağlayan iyi tarım uygulamasıdır.
(Sensitive product) Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği Anlaşması’nın yürürlüğe girdiği 1996 yılından sonra Türkiye’nin üçüncü ülkelerden yaptığı ithalatta, yerli üreticileri korumak amacı ile Ortak Gümrük Tarifesi düzeyleri üstün
(Health insurance) İş kazası ve meslek hastalığı sigortası dışında kalan tıbbi bakım ve tedavi gerektiren tüm bedensel ve ruhsal bozukluklar nedeniyle çalışamadığı için gelir kaybına uğrayan ayrıca hastalığın gerektirdiği giderler
(Accomodation bill) Para sağlamak amacıyla borçlunun düzenleyerek lehtara verdiği ve herhangi bir karşılığı olmayan senettir. Hatır senedini alan lehtar, bunu bankaya ıskonto ettirir ve karşılığını tahsil eder. Böylece para sağlama