(Expansionary monetary policy) Ekonomiyi canlandırmak veya deflasyondan kurtulmak amacıyla piyasadan doğrudan tahvil alınması biçiminde açık piyasa işlemleri ile reeskont ve faiz oranlarının düşürülmesi gibi araçlarla para arzını
(Floating within a wider band) Döviz kurlarının piyasa koşullarına göre potansiyel olarak kaydedebilecekleri veya kazanabilecekleri değer sınırları içinde para otoritesi tarafından belirlenen aralık içinde dalgalandığı ve bu sınır
(Expanded reproduction of capital) Marksist kuramda değişmeyen sermaye ve değişken sermayeye yapılan katkılar sonucu emeğin sömürü derecesinin yükseltilmesi yoluyla mevcut üretim değerinin aşılmasına imkân veren üretimdir.
(Breadth indicators) Borsada işlem gören hisse senetlerinden değeri düşen ve yükselenlerin sayısından hareketle piyasanın güçlü veya zayıf olduğu konusunda fikir veren, piyasadaki duygusal hareketleri ölçen göstergelerdir.
(Real warehouse) Doğrudan gümrük idareleri tarafından işletilen antrepodur.
(Real value) Fiyat değişmelerinden arındırılmış, bir başka deyişle fiyat endeksi ile indirgenmiş değerdir.
Bkz. Reel faiz oranı
(Realized and expected inflation) Ekonomi yönetimleri enflasyonu düşürmek için, ücret ve maaş zamlarının gerçekleşen enflasyona değil hedeflenen enflasyona göre belirlenmesini amaçlar. İşçiler ve sendikalar ise hedeflenen enflas
(Real Time Gross Settlement: RTGS) Fon ve menkul kıymet transferlerinin, netleştirme olmaksızın, bir sıra dahilinde, tek tek ve anlık (sürekli) olarak mutabakatının gerçekleştirilmesidir. Çeşitli açılardan sınıflandırılması mümkü
(Call price) Bir firmanın çıkardığı hisse senedi veya tahvili geri alması durumunda hisse senedi ve tahvilin nominal fiyatına geri çağırma priminin eklenmesiyle bulunan fiyattır.
(Backwash effect) İktisadi etkinliklerin belli bölgelerde yoğunlaşmasının bu bölgelerde üretimde yarattığı etkinlik nedeniyle, üretim faktörlerinin bu bölgelere akmasının diğer bölgelerde iktisadi büyüme açısından olumsuz etki ya
(Payoff period, payback period) Yatırımın sağlayacağı net nakit girişlerinin yatırım tutarına eşitlendiği, yıl, ay ve gün olarak hesaplanan süredir. Hesaplanan süre yatırım projelerinin değerlendirilmesinde kullanılır.
(Default risk) Borçlunun aldığı krediyi ve ya borç parayı geri ödeyememe riski için kullanılan bir terimdir.
(Backward innovation) Uluslararası bir şirketin üretmiş olduğu malı gelişmekte olan ülkelerin gereksinimlerine göre daha basit olarak yeniden üretmesine dayalı bir uluslararası pazarlama ve mal geliştirme yöntemini tanımlar.
(Yield, return) Bir yatırımdan veya taşınır değerden belirli bir dönemde elde edilen gelirdir.
(Yield curve) Herhangi bir zaman diliminde bir yatırım aracının çeşitli vadeleri ile bu vadelerdeki getirileri arasındaki ilişkinin grafiksel ifadesidir. Dikey eksende getiri, verim (yield), yatay eksende ise vadeler yer alır. P