(Tax incidence) Fiilen ödenmiş bir vergi yükünün, arz, talep, fiyat, süre, piyasa koşulları gibi ekonomik imkânlardan yararlanarak kısmen ya da tamamen bir başkasına veya başkalarına devredilmesi olgusu verginin yansıması olarak tanımlanır. Eskiden bu olgu “verginin in’ikası” olarak adlandırılırdı.
Vergiler genellikle kanuni mükellefleri tarafından ödenmezler. Vergileri kanunen zorunlu oldukları için ödeyen mükellefler, bunları fiyat mekanizması yoluyla başkalarına devrederler. Bunun sonucu olarak vergiyi asıl ödeyen kişilerle kanunen yükümlü olanlar farklıdır. Dolayısıyla bir verginin gelir dağılımı üzerindeki etkisini kesin olarak belirleyebilmek için verginin, kimin reel kullanılabilir gelirini azalttığını tespit etmek gerekir. Yansıma süreci dört aşamadan oluşur. Süreç verginin yasal mükellefi tarafından ödenmesi ile başlar. Yansımanın söz konusu olabilmesi için vergi, kanuni yükümlüsü tarafından, yasal esaslar çerçevesinde ödenmiş olmalıdır. İkinci aşama “vurgu” (impact) aşamasıdır. Bu aşama ödenen vergi nedeniyle vergiyi ödeyen kişide, vergi yükünü devretme isteği şeklinde psikolojik bir memnuniyetsizliğin ortaya çıkmasını ifade eder. Devretme ve yayılma şeklinde ifade edilen üçüncü aşamada, vergi yükünün bir başkasına geçmesi ile verginin devri (shifting) gerçekleşir. Verginin kısmen veya tamamen birçok kere devredilmesi ise verginin yayılması olarak tanımlanır. Sürecin sonunda verginin artık devredilememesi nedeni ile nihai bir yükümlü üzerinde kalması “yerleşme” olarak adlandırılır. Belirtilen bu dört aşamanın varlığı verginin fiyat mekanizmasından faydalanılarak devredilebilmesine bağlıdır. Devretmeye ve yayılmaya imkân bulunmadığı ve verginin kanuni mükellefi ile iktisadi mükellefinin aynı olduğu durumlarda, yansıma süreci, ödeme ve yerleşme aşamalarından ibaret kalır. Yansımada vergi yükünün aktarılmasını belirleyen faktörler, mükellefin üretici ya da tüketici olarak içinde bulunduğu piyasanın türü (tam rekabet, tekel, oligopol gibi) ile mükellefin vergiyi devretmede kullandığı mal ve faktörün arz ve talep esneklikleridir. Vergi yansıması çeşitli açılardan gruplandırılabilir. Vergiyi ödeyen yönünden, vergi sonrasında verginin konusu oluşturan mal ve hizmet fiyatlarının artırılabilmesi halinde “ileriye doğru yansıma”, faktör fiyatlarının düşürülebilmesi halinde “geriye doğru yansıma” söz konusu olmaktadır.
Vergi yansımasını mutlak ve diferansiyel şekilde ikiye ayırmak mümkündür. Mutlak yansıma belirli bir vergideki artışın gelir dağılımında meydana getirdiği değişmedir. Diferansiyel yansıma ise kamu harcamaları sabit kabul edildiğinde belirli bir vergi ile bir diğerinin ikame edilmesi halinde gelir dağılımındaki değişmeyi ifade eder.