(Central Bank Of The Republic of Turkey: CBRT) Merkez Bankası ile ilgili 1211 sayılı yasanın TCMB’ye verdiği temel yetkilerin bazıları şunlardır:
Yasada TCMB’nin danışmanlık görevi ise şöyle vurgulanmıştır: “Banka, Hükümetin mali ve ekonomik müşaviri, mali ajanı ve haznedarıdır.”
TCMB’nin kuruluşu: Altın para sisteminin geçerli olduğu dönemlerde merkez bankalarının rolü banknot ihracı ve hazine işlemlerine aracılık edilmesi gibi konularla sınırlı idi. Osmanlı döneminde bu işlevlerin yerine getirilmesi, 1863 yılında İmparatorluk fermanı ile kurulmasına izin verilen yabancı sermayeli Osmanlı Bankası’na bir imtiyazname ile bırakılmıştı. Zaman zaman süresi uzatılan bu imtiyaznamenin bir maddesi de devletin istediği zaman bir merkez bankası kurabileceği şeklinde idi. 20. yüzyılın başında, ekonominin kaynaklarının kalkınma hedeflerine yönlendirilmesi ve para ve kredi araçlarının bu amaçla kullanılması önem kazanmıştı. Bu görevlerin bir bölümünün yerine getirilmesi de ancak merkez bankalarının faaliyeti ile mümkün olabilmekteydi. Kurtuluş Savaşı sonrasında Türkiye yabancı girişimleri satın almak suretiyle millileştirirken, devletin para ve kredi siyasetinin yürütülmesini yabancı bir bankaya bırakması düşünülemezdi. Hükümet, merkez bankası kurulmasına ilişkin görüşlerin tümünü değerlendirdikten sonra gerekli yasal çerçevenin hazırlanması için harekete geçmişti. Bu amaçla Lozan Üniversitesinden Prof. Leon Morf’un katkılarıyla Merkez Bankası yasa tasarısı hazırlanmıştı. Tasarı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde 11 Haziran 1930 tarihinde kabul edilerek “1715 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu“ adı ile 30 Haziran 1930 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. Merkez Bankası, 3 Ekim 1931 tarihinde faaliyetine başlamıştı. Diğer kamu kurumlarından farklılığının ve bağımsızlığının bir göstergesi olarak anonim şirket biçiminde hukuki varlığını kazanan Banka, Umum Müdürlük şeklinde yapılandırılmıştı.
Bankanın hisseleri (A), (B), (C) ve (D) sınıflarına ayrılmıştır. A sınıfı hisseler Hazineye aittir. Kuruluş Kanunu’nda Bankanın bağımsızlığının güçlendirilmesi amacıyla bu hisselerin toplam sermayenin yüzde 15’inden fazla olamayacağı belirtilmiştir. Yasa tasarısında Merkez Bankası’nın, bir cumhuriyet kurumu olduğunu vurgulamak amacıyla Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilendirilmesi istenmiş; ancak Bankanın merkezi idareden bağımsız bir kurum olduğunu vurgulayabilmek için kamu kurumlarından farklı olarak ismi “ Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası” olarak belirlenmiştir. “Türkiye Cumhuriyeti” ibaresine ve kısaltılmış şekli olan “T.C.” ifadesine özellikle yer verilmemiştir.
Banknot Matbaası: Cumhuriyet döneminde yeni banknotların basılması ile ilgili yasa 1925’te çıktı ve bir banknot matbaası kurulması için çalışmalar 30’lu yıllarda başladı. Matbaa İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması nedeniyle kurulamayınca ilk dört grup banknot Almanya, İngiltere ve Fransa’da basıldı. 1955 yılında bir banknot matbaasının kurulmasına resmen karar verilmesinin ardından, 1956 yılında Banknot Matbaası hizmet verir hale gelmiş ve 1957 yılında dolaşıma sürülen beşinci emisyon grubundan itibaren banknotlar Türkiye’de basılmaya başlanmıştır. Banknotlar, Merkez Bankası bünyesinde bulunan Banknot Matbaası Genel Müdürlüğü çalışanları tarafından tasarlanmakta ve basılmaktadır. Banknotların tasarımında Türkiye’nin tarihsel ve kültürel mirasında önemli yer tutan mekânlardan, figürlerden, kişilerden ve olaylardan yararlanılmaktadır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na bağlı bir genel müdürlük olarak çalışan matbaa, banknot dışında hisse senedi ve tahvil, Milli Piyango bileti ve diğer kıymetli evrakın basımını da yapmaktadır.
1211 sayılı kanun: 14 Ocak 1970 tarihinde kabul edilen 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu ile Bankanın yasal statüsünde, organizasyon yapısında ve yetki ile görevlerinde önemli değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Yeni düzenlemelerde Banka’nın anonim şirket statüsü korunurken Hazine’nin sahip olduğu sermaye payının yüzde 51’den az olamayacağı ve Merkez Bankası’nın bir genel müdür tarafından değil bir başkan (guvernör) tarafından yönetileceği hükme bağlanmıştır. Merkez Bankası 1987’de açık piyasa işlemleri yapmaya başlamıştır. Hazine’nin Merkez Bankası’ndan kısa vadeli avans çekmesi uygulamasına 2001 yılında son verilmiştir. 2001 Krizinden sonra 1211 sayılı yasanın bazı maddeleri değiştirilmiş ve Banka’nın görevinin fiyat istikrarını sağlamak olduğu açıkça belirtilmiştir. Bu yasa hükmü, TCMB’nin internet sitesi ana sayfasında yer almaktadır. TCMB, dalgalı kur uygulamasında kur düzeyi ilgili bir hedef belirlememekte ve bir taahhüt altına girmemektedir.
Bağımsızlık ilkesi: Para politikasını yürütme yetkisine sahip Merkez Bankası, kendi bilançosunun denetleyerek liranın değerini korumayı hedeflemektedir. Türk Lirası’nın yabancı paralar karşısındaki değerini korumak da TCMB’nin görevleri arasındadır. TCMB, para, kredi ve mevduat istatistikleri yanında ekonominin geneli ile ilgili istatistik ve göstergeleri hazırlama görevini de üstlenmiştir. Merkez bankalarının bağımsız olması gerekir. Ancak faiz oranları ve kurlar, ekonomi yönetiminin makroekonomik hedefleri ile bağlantılı olduğu için bağımsızlığın ekonomi yönetimi ile eşgüdüm içinde yürütülmesi zorunludur. TCMB, bankacılık sisteminin güvenli bir şekilde çalışması için gerekli gördüğü önlemleri alır. Bankalar nakde ihtiyaç duyduklarında TCMB’den reeskont işlemi ile para çekebilir. Bu nedenle TCMB “bankaların bankası” diye de adlandırılır. Merkez Bankası bankaların denetimini, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) ile birlikte yapar. TCMB, faiz oranlarının oluşumunda önemli görevler üstlenmiştir. Merkez Bankası, açık piyasa işlemleri, zorunlu karşılık oranlarının değiştirilmesi ve kredi denetimi gibi araçları kullanarak, para politikasının makroekonomik hedeflerle uyumlu olmasını sağlar.