Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)

(Central Bank Of The Republic of Tur­key: CBRT) Merkez Bankası ile ilgili 1211 sayılı yasanın TCMB’ye verdiği te­mel yetkilerin bazıları şunlardır:

  • Türkiye’de banknot ihracı imtiyazı tek elden Bankaya aittir.
  • Banka, Hükümetle birlikte enflasyon hedefini tespit eder, buna uyumlu ola­rak para politikasını belirler. Banka, para politikasının uygulanmasında tek yetkili ve sorumludur.
  • Banka, fiyat istikrarını sağlamak amacıyla kanunda belirtilen para po­litikası araçlarını kullanmaya, uygun bulacağı diğer para politikası araçları­nı da doğrudan belirlemeye ve uygula­maya yetkilidir.
  • Banka, nihai kredi mercii olarak ban­kalara kredi verme işlerini yürütür.
  • Banka, bankaların ödünç para verme işlemlerinde ve mevduat kabulünde uy­gulayacakları faiz oranlarını, belirleyeceği usul ve esaslara göre bankalardan istemeye yetkilidir.”

Yasada TCMB’nin danışmanlık görevi ise şöyle vurgulanmıştır: “Banka, Hü­kümetin mali ve ekonomik müşaviri, mali ajanı ve haznedarıdır.”

TCMB’nin kuruluşu: Altın para siste­minin geçerli olduğu dönemlerde mer­kez bankalarının rolü banknot ihracı ve hazine işlemlerine aracılık edilmesi gibi konularla sınırlı idi. Osmanlı dönemin­de bu işlevlerin yerine getirilmesi, 1863 yılında İmparatorluk fermanı ile kurul­masına izin verilen yabancı sermayeli Osmanlı Bankası’na bir imtiyazname ile bırakılmıştı. Zaman zaman süresi uza­tılan bu imtiyaznamenin bir maddesi de devletin istediği zaman bir merkez bankası kurabileceği şeklinde idi. 20. yüzyılın başında, ekonominin kaynak­larının kalkınma hedeflerine yönlendi­rilmesi ve para ve kredi araçlarının bu amaçla kullanılması önem kazanmıştı. Bu görevlerin bir bölümünün yerine ge­tirilmesi de ancak merkez bankalarının faaliyeti ile mümkün olabilmekteydi. Kurtuluş Savaşı sonrasında Türkiye ya­bancı girişimleri satın almak suretiyle millileştirirken, devletin para ve kredi siyasetinin yürütülmesini yabancı bir bankaya bırakması düşünülemezdi. Hükümet, merkez bankası kurulmasına ilişkin görüşlerin tümünü değerlendir­dikten sonra gerekli yasal çerçevenin hazırlanması için harekete geçmişti. Bu amaçla Lozan Üniversitesinden Prof. Leon Morf’un katkılarıyla Merkez Ban­kası yasa tasarısı hazırlanmıştı. Tasarı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde 11 Haziran 1930 tarihinde kabul edilerek “1715 sayılı Türkiye Cumhuriyet Mer­kez Bankası Kanunu“ adı ile 30 Haziran 1930 tarihinde Resmi Gazete’de yayım­lanmıştı. Merkez Bankası, 3 Ekim 1931 tarihinde faaliyetine başlamıştı. Diğer kamu kurumlarından farklılığının ve bağımsızlığının bir göstergesi olarak anonim şirket biçiminde hukuki varlı­ğını kazanan Banka, Umum Müdürlük şeklinde yapılandırılmıştı.

Bankanın hisseleri (A), (B), (C) ve (D) sınıflarına ayrılmıştır. A sınıfı hisseler Hazineye aittir. Kuruluş Kanunu’nda Bankanın bağımsızlığının güçlendi­rilmesi amacıyla bu hisselerin toplam sermayenin yüzde 15’inden fazla olama­yacağı belirtilmiştir. Yasa tasarısında Merkez Bankası’nın, bir cumhuriyet ku­rumu olduğunu vurgulamak amacıyla Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilendirilmesi istenmiş; ancak Bankanın merkezi idareden bağımsız bir kurum olduğunu vurgulayabilmek için kamu kurumlarından farklı olarak ismi “ Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası” olarak belirlenmiştir. “Türkiye Cumhuriyeti” ibaresine ve kısaltılmış şekli olan “T.C.” ifadesine özellikle yer verilmemiştir.

Banknot Matbaası: Cumhuriyet dö­neminde yeni banknotların basılması ile ilgili yasa 1925’te çıktı ve bir bank­not matbaası kurulması için çalışmalar 30’lu yıllarda başladı. Matbaa İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması nedeniyle kurulamayınca ilk dört grup banknot Almanya, İngiltere ve Fransa’da basıldı. 1955 yılında bir banknot matbaasının kurulmasına resmen karar verilme­sinin ardından, 1956 yılında Banknot Matbaası hizmet verir hale gelmiş ve 1957 yılında dolaşıma sürülen beşinci emisyon grubundan itibaren banknot­lar Türkiye’de basılmaya başlanmıştır. Banknotlar, Merkez Bankası bünyesin­de bulunan Banknot Matbaası Genel Müdürlüğü çalışanları tarafından tasar­lanmakta ve basılmaktadır. Banknot­ların tasarımında Türkiye’nin tarihsel ve kültürel mirasında önemli yer tutan mekânlardan, figürlerden, kişilerden ve olaylardan yararlanılmaktadır. Tür­kiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na bağlı bir genel müdürlük olarak çalışan matbaa, banknot dışında hisse senedi ve tahvil, Milli Piyango bileti ve diğer kıy­metli evrakın basımını da yapmaktadır.

1211 sayılı kanun: 14 Ocak 1970 tari­hinde kabul edilen 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu ile Bankanın yasal statüsünde, organi­zasyon yapısında ve yetki ile görevlerin­de önemli değişiklikler gerçekleştiril­miştir. Yeni düzenlemelerde Banka’nın anonim şirket statüsü korunurken Hazine’nin sahip olduğu sermaye payının yüzde 51’den az olamayacağı ve Merkez Bankası’nın bir genel müdür tarafından değil bir başkan (guvernör) tarafından yönetileceği hükme bağlanmıştır. Mer­kez Bankası 1987’de açık piyasa işlemleri yapmaya başlamıştır. Hazine’nin Merkez Bankası’ndan kısa vadeli avans çekmesi uygulamasına 2001 yılında son veril­miştir. 2001 Krizinden sonra 1211 sayılı yasanın bazı maddeleri değiştirilmiş ve Banka’nın görevinin fiyat istikrarını sağ­lamak olduğu açıkça belirtilmiştir. Bu yasa hükmü, TCMB’nin internet sitesi ana sayfasında yer almaktadır. TCMB, dalgalı kur uygulamasında kur düzeyi il­gili bir hedef belirlememekte ve bir taah­hüt altına girmemektedir.

Bağımsızlık ilkesi: Para politikasını yürütme yetkisine sahip Merkez Ban­kası, kendi bilançosunun denetleyerek liranın değerini korumayı hedeflemek­tedir. Türk Lirası’nın yabancı paralar karşısındaki değerini korumak da TCMB’nin görevleri arasındadır. TCMB, para, kredi ve mevduat istatistikleri yanında ekonominin geneli ile ilgili is­tatistik ve göstergeleri hazırlama göre­vini de üstlenmiştir. Merkez bankaları­nın bağımsız olması gerekir. Ancak faiz oranları ve kurlar, ekonomi yönetiminin makroekonomik hedefleri ile bağlantılı olduğu için bağımsızlığın ekonomi yönetimi ile eşgüdüm içinde yürütülmesi zorunludur. TCMB, bankacılık siste­minin güvenli bir şekilde çalışması için gerekli gördüğü önlemleri alır. Bankalar nakde ihtiyaç duyduklarında TCMB’den reeskont işlemi ile para çekebilir. Bu ne­denle TCMB “bankaların bankası” diye de adlandırılır. Merkez Bankası banka­ların denetimini, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) ile birlik­te yapar. TCMB, faiz oranlarının olu­şumunda önemli görevler üstlenmiştir. Merkez Bankası, açık piyasa işlemleri, zorunlu karşılık oranlarının değiştiril­mesi ve kredi denetimi gibi araçları kul­lanarak, para politikasının makroekonomik hedeflerle uyumlu olmasını sağlar.