Marjinalizm

(Marginalism) Bir malın değerini emek-değer teorisi yerine malların pi­yasadaki göreli kıtlık derecesine göre açıklayan ve dolayısıyla arz ve talep dengesi tarafından belirlenen fiyat ile değer arasında özdeşlik kuran iktisadi analiz yöntemidir. Analizde marjinal maliyet, marjinal verimlilik ve marjinal fayda kavramları kullanılmış, mal ve faktör piyasalarında bireylerin fayda, firmaların kâr azamileştirilmesini he­defledikleri belirtilmiştir. Bu görüş 19. yüzyılın ikinci yarısında ve 20. yüzyılın başında bazı iktisatçılar tarafından sa­vunulmuştur. Bu iktisatçılar arasında en ünlüleri Stanley Jevons, Alfred Mar­shall, Avusturya Ekolü’nün kurucula­rından Carl Menger ve ABD’li iktisatçı John Bates Clark’tır.

“Marjinalist devrim” olarak da adlandı­rılan bu oluşumun yaygınlaşması, Menger’in, Jevons’un ve Walras’ın yazdık­ları kitaplar sayesinde gerçekleşmiştir. Bu üç ekonomist, birbirlerinden haber­siz olarak yazdıkları kitaplarda sübjek­tif tercihleri, nispi fiyatların açıklanma­sında temel nokta olarak kabul etmişler ve emek-değer teorisinin yerine marji­nal fayda-değer teorisini benimsemiş­lerdir. Aslında “marjinal fayda” kavramı çok daha eskilere gitmektedir. 1844’te Jules Dupuit, 1854’te Hermann Heinri­ch Gossen ve 1855’te Richard Jennings tüketici davranışını açıklamak için yine bu kavramı kullanmışlardır.

Marjinal fayda teorisinin önemi, mak­simum etki ile dağılım sorununun çözüm şeklini verdiğinin düşünülmesiydi. Klasik teoriden modern teoriye geçişte de marjinal analizin bir bütün olarak benimsenmesi önemli rol oy­namıştı. Marjinal akım entelektüel bir hareket olup felsefi görüşlerin de etki­sinde kalmıştır. Sosyalizme karşı bir hareket olarak da dikkati çeken marjinalizm, 20. yüzyılın ikinci yarısında ekonomik düşünce üzerindeki etkisini sürdürmüştür.