Konjonktür Dalgalanmaları

(Cyclical fluctuations) Bu terim ikti­sadi faaliyet hacminde, zaman içinde tekrarlayan iniş ve çıkışları tanımlar. Özel girişim ve pazar ekonomisinin ge­lişmesi sonrasında kapitalist ülkelerde görülmüştür. 19. yüzyılın ortasından itibaren de bu dalgalanmaların devresel nitelik taşıdığı anlaşılmıştır.

İktisadi faaliyet hacminde kısa sürede (3-4 yıl) tekrarlanan iniş çıkışlara “Kitc­hen Dalgaları” denir. Orta dönemde (10­12 yıl) tekrarlanan iniş çıkışlara “Juglar Dalgaları”, uzun sürede tekrarlananlara da “Kondratieff Dalgaları” adı verilir. Bir konjonktür dalgasının özelliği, eko­nomideki önemli iktisadi değişkenlerin aynı yönde kendi “moment”iyle değiş­mesidir. Bu değişme süreci, hareketi tersine çevirecek güçleri de içinde taşır. Son aşamada hareket, yerini aksi yönde bir sürece bırakır. Ekonominin gidişin­deki daralma biçimindeki bir değişim, kendi harekete geçirdiği güçlerle geniş­leme yönüne dönüşebilir veya tam aksi yönde bir süreç ortaya çıkabilir. İktisatçı Gülten Kazgan, konjonktür dalgalarının tabiatını şöyle anlatmaktadır:

“Her konjonktür dalgası farklı şiddette olabileceği gibi kapsadığı süre de fark­lı olabilir. Ancak, her dalganın şu dört aşamadan geçtiği kabul edilir:

Dip: Konjonktürün “dip” aşaması şid­detliyse buna depresyon denir. Bu aşa­mada milli gelir düzeyi ve istihdam hacmi, tüketici talebi ve yatırım talebi, ekonominin mal ve hizmet üretme ka­pasitesine oranla düşüktür. Dolayısıyla, atıl kapasite oranı yüksek olduğu için kârlar gerilemektedir. Beklentiler ka­ramsar olduğu için girişimciler yeni ya­tırımların rizikosunu üstlenmez. Ban­kaların ve mali kurumların elinde atıl fonlar vardır.

Genişleme: Bu aşamada gelir, istih­dam, tüketim ve yatırım harcamaları artar. Beklentiler iyimserdir, kârlar art­maktadır. Ekonomide atıl işgücü, atıl kapasite ve atıl fonlar bulunduğu için, üretim darboğazlara girmeden artar.

Doruk: Konjonktürün doruk noktasın­da işgücü, malzeme, teçhizat alanların­da darboğazlar başlar. Darboğazları aş­mak için yapılacak yatırımların sonuç vermesi zaman alır. Aradaki zaman sü­resinde ücretler ve fiyatlar artar. Aynı zamanda, artan yatırımlar dolayısıyla yatırım fonları kıtlaştığı için, faiz had­leri de yükselir. Mal darlıkları stok yatı­rımlarını da kârlı hale getirir.

Daralma: Bu aşamada, genişleme aşa­masındaki süreç tersine döner. Çok zaman, çarpan ve hızlandıran meka­nizmasının karşılıklı etkileşmelerinin- ekonomideki bu hareketlerin nedeni ol­duğu kabul edilir. Dip ve doruk noktala­rı da, yaşanan süreci tersine çevirecek etkenlerin içerildiği aşamalardır. Konjonktür dalgalarını açıklamak için çok sayıda teori kurulmuştur. Bugün söz konusu teoriler, düşünce tarihinin bir parçası olmuştur. Yapılan istatistiki araş­tırmalar ve yaşanan deneyler, bu dalgala­rın tek ya da tek gruba sokulabilecek bir nedeni olmadığını göstermektedir. Bu­gün, artık birçok iktisatçı, eğer bir ekono­mide kitlesel hareket ve bu hareketlerde kendi kendini tersine döndürme eğilimi varsa, herhangi bir olayın bir konjonktür dalgasını başlatabileceğini kabul etmek­tedir. Bu olay bir savaş, yeni bir teknik buluşun uygulanması veya politik ne­denlerle beklentilerin değişmesi olabilir. Uyarılmış veya otonom nitelikteki bu gibi etkenler bir konjonktür dalgasını başla­tabileceği gibi, başlamış olanın düzenli gidişini de değiştirebilir. Örneğin bir da­ralmayı genişlemeye dönüştürülebilir. Dalgalar, iç yapıları yönünden de bir­birine benzemez. Bazen darboğaz, bir hammadde ve onun fiyat artışı ile or­taya çıkabilir. 1974 ve 1979 Petrol Şok­ları buna örnektir. Bazen, mali kriz çok şiddetlidir ve 1929 depresyonunda ol­duğu gibi zincirleme banka iflasları ve sermaye piyasasında çöküşler gözlenir. Bu örneklerden anlaşılan, konjonktür dalgalarının basit nedensellik ilişkile­ri ile açıklanamayan karmaşık tarihsel olaylar niteliği taşıdığıdır.”