(Import substitution strategy) İthal edilen malları ülke içinde üreterek dış ticaret açığını azaltmayı amaçlayan bu strateji 19. yüzyılda iktisatçılar ve devlet adamları tarafından savunulmuş ve yaygın kullanım alanı bulmuştu. ABD’de Alexander Hamilton ve Almanya’da Friedrich List bu stratejiyi savunan kişiler arasında en ünlüleriydi. Bu strateji geçen yüzyılın 50’li yıllarından sonra tekrar gündeme geldi. Özellikle Güney Amerika’da Raul Prebisch ve Celso Furtado gibi ekonomistler sanayisi gelişmemiş ülkelerin ancak ithal ikamesi stratejisi ile kalkınacağını vurguluyorlardı. Bu strateji gelişen ülkelerde ve bu arada Türkiye’de 1945 ile 1980 arasında yaygın olarak kullanıldı.
1980 sonrasında IMF ve Dünya Bankası, gelişen ülkelerde ithal ikamesi stratejisi yerine ihracata dayalı büyüme stratejisini uygulatmak istedi. Bu ortamda ithal ikamesi stratejisi ister istemez gözden düştü. Bu olumsuz sonuçta bazı ülkelerde ithal ikamesinin belirli bir planlama olmadan “rastgele” uygulanması ve yalnız tüketim maddelerinde yoğunlaşması da etkili oldu. Stratejinin uygulandığı ülkelerde özel sektörün yapamadığı büyük sanayi tesisleri devlet eliyle kuruldu ama politikacıların bu tesisleri partilerinin arka bahçeleri gibi kullanmak istemesi de ikame stratejisini çıkmaza soktu.
Stratejinin Türkiye’deki uygulaması: Türkiye ekonomisinin 19. yüzyıl başlarından bu yana en önemli sorunlarından biri dış ticaret ve ödemeler dengesi açıklarıydı. Hammadde ihraç edip, mamul ürün ithal eden bir ekonominin dış ticareti doğal olarak hep açık vermekteydi. Ödemeler dengesinin açık vermesi dış borçlanmayı zorunlu kılmakta, borç anapara ve faizlerinin ödenmesi ise ekonomiyi modernleştirecek sanayi yatırımları için gerekli olan makine ve teçhizat ithalatına harcanacak kaynakları sınırlamaktaydı. Bu ortamda dış ticaret açığını azaltmak için, ithal edilen ürünlerin, Türkiye’de üretimini teşvik etmek akılcı bir politika olarak görünmekteydi.
Türkiye’de 1945’ten sonra ithal ikamesi stratejisini şöyle uygulanmıştı:
Türkiye 1980’den sonra ithal ikamesi stratejisi yerine ihracata dayalı büyüme stratejisini uygulamaya başladı. Ancak dış ticaret ve cari işlemler açığı yeni stratejinin uygulama döneminde azaltılamadığı gibi her geçen yıl biraz daha arttı.