(Customs Union) Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki Gümrük Birliği, Avrupa Birliği’nin üye olmayan bir ülke ile kurduğu üçüncü önemli Gümrük Birliği örneği olmuştur. 1995 yılında imzalanan anlaşma, 1 Ocak 1996’dan itibaren yürürlüğe girmiştir. Gümrük Birliği kapsamında Türkiye, tarım ürünlerinin sanayi bileşenleri ile sanayi ürünlerinin büyük bir kısmı için Avrupa Birliği’nin Ortak Dış Tarifesi’ni (ODT) kabul etmiştir. Buna ek olarak taraflar arasında yapılacak ticari işlemlere ilişkin tüm gümrük vergileri, nicel kısıtlamalar ve ücretler de kaldırılmıştır. Bazı uygulama sorunlarına rağmen Gümrük Birliği özellikle beyaz eşya ve otomotiv sektörlerinin AB’ye üye ülkelere ihracatının artmasını sağlamıştır. Gümrük Birliği Anlaşmasının, AB’de ve Türkiye’de değişen ekonomik koşullara uyum sağlaması için AB Komisyonu 2015’te bir yol haritası yayınlamıştır. Bu arada Türkiye, Anlaşma’nın anlamını kaybeden hükümlerinin değiştirilmesi için hazırlıklarını yapmıştır. Yol haritasında Gümrük Birliği’ne dahil olmayan hizmetler ve kamu alımları ile birlikte yalnızca tercihli imtiyazlara dolayı anlaşmanın kapsam içinde olduğu tarım sektörü ile ilgili yeni esaslar belirlenmiştir. 2016-2019 döneminde AB’nin bazı üye ülkeleri ile Türkiye arasındaki siyasi gerilim nedeniyle görüşmelerde dişe dokunur bir ilerleme kaydedilememiştir. Eskiyen Gümrük Birliği Antlaşması güncellenmediği takdirde her geçen yıl anlamını ve yararını biraz daha kaybedecektir. Çünkü 1996-2017 döneminde dünya ticareti nicelik olarak artmış, Avrupa Birliği’nin doğuya doğru genişlemesi ve yükselmekte olan ekonomilerin giderek artan etkisi, Gümrük Birliği’nin yürürlükte olduğu alanlarda değişimlere sebep olmuştur.
Gümrük Birliği’nin işleyişi: Gümrük Birliği, antlaşmayı imzalayan ülkelerin birbirleri ile yaptıkları ticarete gümrük vergisini uygulamadıkları, birlik dışından yapılan ithalata ise tek bir tarifenin uygulandığı bir antlaşma türüdür. Gümrük Birliği’nde esas amaç birliğe dahil ülkeler arasındaki mal ve hizmet hareketleri üzerindeki mali sınırlamaları kaldırarak, optimum kaynak dağılımını sağlamaktır. Birliğe dahil ülkeler, birlik dışındaki ülkelere karşı tek ve müşterek bir gümrük tarifesi uyguladığından, hiç bir birlik ülkesi, birlik dışı ülkeden ithal ettiği bir malı birlik içinde diğer bir üyeye satarak, gümrük vergisi geliri elde edemez. Zira birliğe dahil her ülke, birlik dışından ithalatını kendisi yapar. Eğer birliğe dahil ülkeler dışarıya karşı tek gümrük tarifesi uygulamasalardı, o zaman birliğe giren bütün mallar gümrük tarifesi en düşük olan ülke kanalından girebilirdi. Böylece, bu ülke transit bir rol oynayarak, aşırı gümrük geliri sağlayabilirdi.