Gösterge

(Indicator) Herhangi bir veri işlene­rek anlamlı hale getirildiğinde gösterge diye adlandırılır. Bir göstergeyi değer­lendirirken aşağıdaki konuların araştı­rılması yararlı olur:

Verilerin kaynağı: Eldeki verilerin güvenilir bir kamu veya özel sektör ku­ruluşuna ait olup olmadığı incelenmelidir. Kaynak belirtilmeyen göstergelerin yanıltıcı olması mümkündür.

Kesinlik derecesi: Bazı istatistikler, gecikmenin doğuracağı mahzurları ön­lemek için geçici olarak yayınlanır.

Revize edilen göstergeler: Açıklan­mış bir veri veya hükümetin ekonomik hedefleri, koşullar ve yeni hesap yön­temleri nedeniyle revize edilebilir.

Değişimde nominal-reel farkı: Ver­gi tahakkuk veya tahsilatındaki yüzde 12’lik bir nominal artış, enflasyonun yüzde 15 olduğu bir yılda başarısızlık, yüzde 9 olduğu bir yılda ise başarı an­lamına gelir.

Baz etkisi: Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırma yapılarak açıklanan gös­tergeleri analiz ederken baz etkisinin bulunup bulunmadığına bakmak gerekir.

Vadelere göre inceleme: Kısa vadeli göstergeleri incelerken, orta ve uzun va­deli trendler de dikkate alınmalıdır. Nü­fusun demografik yapısı, ekonominin yapısal sorunları ve büyüme ivmesinin durumu nirengi noktasına alındığında yapılan yorumlar daha gerçekçi olabilir.

Mevsimlik düzeltme: Verilerin mev­simlik etkilerden ve takvim etkisinden arındırıp arındırılmadığının incelen­mesi hatalı değerlendirmeleri önler.

Cari- reel değer ayrımı: Cari değerler belirli bir yılın fiyatlarıyla ifade edilir. Reel değerler ise bir baz yılın fiyatlarıy­la hesaplanır. Göstergeler yalan söylemez ama bazı göstergelere yapılan “makyaj” ile ger­çeği bir süre gizleme imkânı vardır. Olumsuz rakamlar eğilip bükülerek bazen olumlu gibi gösterilir. Örneğin Ar­jantin’de bir ara enflasyon oranları yal­nız tam sayı olarak açıklanmıştı. Belirli bir ayda yüzde 1.6 olan oranın yüzde 1 olarak açıklanması ile yıllık enflasyon 7-8 puan daha düşük gösteriliyordu. Bu tür çabaların, sorunları “halının altına süpürmekten” farkı yoktur.