Gelir Yöntemi İle GSYH

(Income measure of GDP) Gayrisafi Yurtiçi Hasıla, gelir yöntemiyle eko­nomideki üretici birimlerin elde ettiği maaş, ücret gelirleri, işletme kârı ve devletin elde ettiği çeşitli vergi gelirle­rinden oluşur. Her faaliyet kolunda mal ve hizmet üretim sürecinde yer alan üretici birimlerin üretim faktörlerine ödedikleri değerlerin toplamıdır. Konu ile ilgili TÜİK tablolarında işgücü öde­meleri, üretim üzerindeki net vergiler ve sabit sermaye tüketimi ve net işlet­me artığı-karma gelir bulunur. Sabit sermayedeki aşınma ve yıpranma, sabit sermaye tüketimi başlığı altında göste­rilir. Karma gelir, temettüleri, faiz öde­melerini ve sermaye sahiplerine yapı­lan transfer ödemelerini kapsar.

İşletme artığı, net katma değerden, çalışanlara yapılan ödemeler ve üre­tim üzerindeki vergilerin çıkarılması ve sübvansiyonların eklenmesiyle elde edilir. Bu artık, katma değer içinde sermayenin payını ifade etmektedir. Ancak “kalıntı” yolu ile elde edilen bu büyüklük içinde kendi hesabına çalı­şanların gelirleri de vardır. Örneğin bir eczacının hem sermayesini hem de emeğini koyarak elde ettiği gelir de iş­letme artığı içinde gösterilmektedir.

İşgücü ödemeleri,
hesap dönemi bo­yunca, girişim tarafından çalışanın yaptığı iş karşılığında, ayni ve nakdi olarak ödenen toplam karşılıklar olarak tanımlanmaktadır. Nakdi ya da ayni olarak ödenen maaş-ücretler ile işverenler tarafından çalışanlar adına ödenen sosyal güven­lik katkılarından oluşmaktadır. Sabit sermaye tüketimi, fiziksel yıpranma, normal kullanım dışı olma veya normal kaza zararı sonucu olarak bir üretici tarafından sahip olunan veya kullanılan sabit aktif stoklarının cari değerle­rindeki düşme olarak tanımlanabilir.

Üretim ve ithalat üzerindeki vergi­ler, mal ve hizmetler üreticiler tarafın­dan üretildiğinde, teslim edildiğinde, satıldığında ya da transfer edildiğinde ödenir. İthalat üzerinden ödenen ver­giler de aynı kapsamda incelenir. Süb­vansiyonlar, yerleşik olmayan devlet birimlerini de içeren devlet birimleri­nin girişimcilere, onların ürettikleri, sattıkları veya ithal ettikleri mal veya hizmetlerin değerlerine veya üretim faaliyetlerinin düzeylerine veya mik­tarlarına göre yaptıkları karşılıksız cari ödemelerdir. Ücret veya maaş alan işgücü kitlesinin GSYH’dan aldığı toplam payın azalma­sı gelir dağılımının bozulduğuna işaret eder. TÜİK 2006 yılına kadar gelire göre hesaplama sonuçlarını kamuoyu­na açıklamıştı. Bu açıklamalarda mil­li gelirin ücret, faiz geliri, rant ve kâr olarak dağılımı yer alıyordu. TÜİK, sonraki yıllarda bu hesaplama yöntemi ile elde edilen bilgilerin bir bölümünü “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması” kapsamı içinde kamuoyuna duyurdu. 2016 sonunda açıklanan yeni GSYH he­saplama yönteminden sonra gelir yön­temi tekrar açıklanmaya başladı.