İç borcun sürdürülebilmesi için anaparanın azaltılması ve faiz oranının düşürülmesi gerekir. Azaltma konusunda atılacak ilk adım da bütçede “faiz dışı fazla” verilmesidir. Bu “fazla” için, gelirlerin artırılıp, harcamaların azaltılması gerekir. Gelirlerin artışı hedefine yeni vergiler veya mevcut vergi oranlarının yükseltilmesi ile ulaşılır. Harcamaların düşürülmesi hedefine ise halkın yararlandığı sosyal harcamaların azaltılması ile ulaşılır. Her iki yöntem de geniş halk kitlelerinin gelirlerini ve yararlandığı kamu hizmetlerinin kalitesini düşürür. Bu nedenle faiz dışı fazla verme hedefi kemer sıkma paketlerini akla getirir. Faiz dışı fazla verildiğinde ekonomi çoğunlukla yavaşladığı için borçların geri ödenmesi zorlaşır. Borçlanma sorunlarının yaşandığı bir dönemde faiz dışı fazla verilmezse anapara azaltıla- mayacağı için borçlanma ihtiyacı daha da artar. Borçlu olmasına rağmen, aşırı harcamalara ve savurganlığa devam eden bir devlete diğer ülkeler borç vermek istemez. Borç verenler de tefeci faizi talep eder. Bu süreç sonunda faiz ve enflasyon oranları tırmanır ve kırılganlaşan ekonomi en ufak bir iç ve dış sarsıntı yaşandığında krize girer.