Ahilik

12. ve 13. yüzyıllarda ve Osmanlı İm- paratorluğu’nun kuruluş döneminde etkinlikleri herkesçe kabul edilen bir meslek ve dayanışma örgütüdür. Sonra­ki dönemlerde ortaya çıkan loncaların temeli olan ahilik, meslek sahibi genç­lerin bir araya gelmesi ile oluşmuştur. Anadolu’yu 14. yüzyılın ilk yarısında gezen İbni Batuta, seyahatnamesinde ahilik hakkında şu bilgiyi vermiştir. “Ahilerin bir araya gelerek oluşturduğu bu cemiyete ‘fütüvve’ adı verilir. Reis seçilen kimse bir zaviye yaptırarak içi­ni halı, kilim, kandil ve diğer lüzumlu eşyalarla donatır. Arkadaşları gündüz çalışarak kazandıklarını ikindiden son­ra reise getirirler. Bu para ile yiyecek-i- çecek ve zaviyede sarf olunan diğer ihtiyaç maddelerini satın alırlar. O gün yörelerine bir misafir gelirse onu zavi­yelerinde ağırlar ve ortak sermayeleriy­le aldıkları yiyeceklerle kendisine güzel bir ziyafet çekerler. O kimse yöreden gi­dinceye kadar onların misafiri olur. Ko­nuklarını uğurlarken arkasından raks eder ve nağmeler söylerler. Ahiler yöre­lerine yabancı bir misafir gelmediği za­manlarda da birbirlerinden kopmazlar, yine zaviyelerinde toplanıp yemek yer­ler. Bunların reislerine verdikleri para­ya fityan denilir. Ahi, cemiyetin olduğu gibi aynı zamanda reisin de ismidir.”