(Book value) Aktifler ve borçlar için muhasebe defterlerinde yazılı olan değerdir. Aktifler için defter değeri alış maliyetini ifade eder. Net defter değeri, defter değerinden birikmiş amortismanlar çıkarılarak bulunur. Bir hisse
(General ledger) Büyük defter anlamına gelen bu kelime, işletme varlıklarının, borçlarının ve özsermayesinin çift girişli (muzaaf) kayıt yöntemi çerçevesinde türlerine göre sınıflandırılmasına imkân veren bir teknik kayıt aracını
(Value chain) Değer zinciri, tedarik zincirinden daha kapsamlı bir süreci ifade eder ve hammaddelerin alınma aşamasından ürünün tüketiciye ulaştırılması ve satış sonrası servise kadar her aşamayı kapsar. Tedarik zincirinde “büyük”
(Reaction to change) Değişime karşı insanlarda ve toplumlarda ortaya çıkan direnci anlamak ve bu direnci azaltmak için değişime tepki sürecini yakından izlemek gerekir. İnsanlar alıştığı şekilde yaşamak ve çalışmak ister. Ayrıca ek
(Reengineering) 70’li yılların ortasından sonra küreselleşme ile malların serbest dolaşımı dönemi başlayınca fiyat rekabeti keskinleşti. Aynı dönemde elektronik iletişim teknolojisinde çığır açan yenilikler görüldü ve ilk kişisel
(Change management) Bu terim, bir kurumun veya şirketin hedeflerinin, uygulanan süreçlerin ve teknolojisinin değiştirilmesi sırasında ortaya çıkan sorunların sistematik bir şekilde ele alınmasını ve analizini tanımlamaktadır. Değiş
(Variable costs) Bir dönem içinde üretim miktarına göre değişen maliyetlerdir. Hammadde, enerji ve işçilik maliyetlerinin değişken (mütehavvil) maliyetler içerisinde olduğu kabul edilir.
(Statement ofaccount) Bir hesaptan düşülmesi gereken miktarı ve hesabın detayını gösteren bir çeşit hesap mektubu veya hesap pusulası anlamına gelir. Maliye ve muhasebe terminolojisinde genel bir hesaptan ilgili hesaba aktarılmak
(Delphi technique) Bir grup uzmanın gelecekteki gelişmeleri tahmin konusunda bir uzlaşmaya varmak için bir araya gelmesi ile gerçekleştirilen bir gelecek araştırmaları yöntemidir. Delfi, Antik Yunan’da kâhinlerin toplu olarak bulun
(Auditor) Anonim şirketlerde genel kurul tarafından ortaklar adına yasanın verdiği görevleri yerine getirmek ve genelde şirket işlemlerini denetlemek amacı ile seçilen kişilerdir.
(Audit) “Muhasebe denetimi” veya kısaca “denetim” belirli bir ekonomik birime ait bilgilerle önceden belirlenmiş standartlar arasındaki uygunluk derecesinin saptanması ve rapor edilmesidir. Denetim, şirket içinde çalışan kişile
(Outsourcing) Bir şirketin daha önce kendi bünyesinde ürettiği mal ve hizmetleri, şirket dışındaki bir firma veya kurumdan temin etmesini tanımlayan bir terimdir. Dış kaynak kullanımı kararı alınması için belirli bir hizmet veya m
(Indirect costs) Üretim maliyetinin dışında kalan satış, yönetim ve finansman faaliyetinden kaynaklanan maliyet kalemleridir. Vasıtalı maliyetler de denir.
(Direct costs) Vasıtasız, direkt doğrudan maliyetler olarak da adlandırılan bu maliyet türü işgücü ve hammadde maliyetlerini kapsar. Bu maliyet türünün kapsamındaki maliyetler aynı zamanda değişken de oldukları için bazen “Değişk
Her dönemin kendine özgü bir yönetim biçimi vardır. Türkiye’de geçen yüzyılın ilk yarısında “idarecilik” egemen yönetim biçimiydi. O yıllarda idarecilik, bir şeyler talep eden halkı ve tüccarı yatıştırmak olarak anlaşılıyordu. İda
(Period cost) Dönemin imalatı ile ilgilendirilemeyen, bu nedenle kâr ve zarar hesabına gider yazılan maliyet kalemidir.
(Current assets, goods of period) Ticari amaçla elde tutulan, normal faaliyet döngüsü olan 12 ay içinde paraya çevrilen, satılan ve tükenen, elde tutulan nakit ve nakit benzerlerine verilen addır. Bunlar 12 ay içinde paraya dönüş
(Transformational leadership) Dönüşümcü liderler vizyon sahibidir ve kendi vizyonlarını takipçilerine aşılamayı bilirler. Dönüşümcü liderin karizmatik bir kişiliği vardır ama karizmasını kendini vazgeçilmez adam olarak göstermek
(Fixed assets) Dönen varlıklar dışında kalan varlıklarda paraya dönüş, 12 aydan uzun sürede gerçekleşir. Duran varlıklar satmak amaçlı değil, işletme faaliyetlerinde kullanılmak üzere alınan varlıklardır.
(Emotional intelligence) Duygusal zekâ kavramı ilk kez, Michael Beldoch tarafından 1964 yılındaki bir makalesinde kullanılmıştır. Howard Gardner’in 1983’te ortaya attığı “çoklu zekâ teorisinin gördüğü ilgiden sonra duygusal zekâ k