(Monetary snake) 1971 yılında gelişmiş ülkelerde yaşanan para krizinden sonra Avrupa Para Birliği’ni kurma yolunda gerçekleştirilen girişimlerin başında “yılan” sisteminin uygulanması gelmiştir. Avrupa paraları arasındaki dalgala
(Demand for money) Bir ekonomide karar birimlerinin belli bir dönemde işlem, değer saklama, spekülasyon gibi güdülerle ellerinde bulundurmak istedikleri para miktarıdır. İşlem (muamele) güdüsü ile para talebi nominal gelir düzeyin
(Shell bank) Kurulduğu ve ruhsat aldığı ülkede herhangi bir fiziki varlığı bulunmayan ve konsolide denetime tabi bir finansal gruba bağlı olmayan banka türüdür.
(Money illusion) Fiyatlar genel düzeyindeki artışa bağlı olarak paranın satın alma gücünde ortaya çıkan düşüşün iktisadi karar birimleri tarafından algılanamaması durumunu ifade eder.
Bkz. Akord sistemi.
(Fragmented production) Üretim sürecinin bir bölümünün ülke içinde veya dışında farklı bir yere kaydırılmasını ifade eder. Bu üretim sistemi özellikle küreselleşme döneminde yaygınlaşmıştır.
(Pareto optimality) Vilfredo Pareto tarafından geliştirilen toplumsal refah kriteridir. Pareto’nun optimum refah tanımına göre “Toplumdaki kişilerin en az birinin refahını azaltmadan diğer kişilerin (en az birinin) refahını artır
“Yatırım Bank” adı ile 1987’de kurulan banka 2015 yılında merkezi Azerbaycan’da bulunan Pasha Bank tarafından satın alınmıştır. Pasha Yatırım Bank 1 şubesinde 54 kişi ile yatırım bankacılığı yapmaktadır.
(Patent) Bir buluşun gerçek veya tüzel kişiye ait olduğunu gösteren belgedir. Patent hakkı ise patenti kullanma yetkisini ifade eder.
(Patinkin effect) Don Patinkin tarafından geliştirilen ve kendi adı ile anılan etki, bütçe açıkları ile enflasyon arasındaki ilişkiyi açıklamıştır. Patinkin’e göre yüksek enflasyon ortamında, enflasyonun olmadığı duruma göre reel
(Shareholder) 1- Bir ortaklık veya mal üzerinde payı olan kişidir. Eskiden bunun için hissedar kelimesi kullanılırdı. 2- Hisse senedini satın alarak elinde bulunduran kişi de “paydaş” olarak adlandırılır. 3- (Stakeholder) Herhangi
(Bargaining power) Piyasada alıcı ve satıcının göreli büyüklüğünden doğan, fiyat veya satış koşullarını kendi lehine değiştirebilme imkânını tanımlar.
(Retail banking) Büyük ticari bankaların yerel şubeler açarak yerleşim birimindeki tasarruf sahiplerine, tüccara, esnafa, küçük ve orta büyüklükteki şirketlere hizmet verdiği bankacılık türüdür.
(Retail) Malların teker teker, küçük parça veya bölümler halinde doğrudan tüketiciye satılmasına dayanan satış biçimidir.
(Perestroika) 1980’Ierin ortasından itibaren Sovyetler Birliği’nin ekonomik açıdan yeniden yapılandırılması için hazırlanan ve özel sektörün gelişimine, iktisadi altyapının yenilenmesine ve fiyat mekanizmasının işlemesine yönelik p
(Performance Based Budgeting) Türkiye’de 2003 yılında 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun çıkarılmasından sonra “Performans Esaslı Bütçeleme” sistemine geçilmiştir. Bu sistem 60’lı yıllarda ortaya çıkan performans
(Pesticides) Zararlı bitki ve hayvanları yok etmekte kullanılan, insan ürünü kimyasal maddelerdir, Böcek öldürücü, yaprak dökücü ve kemirgen öldürücü türden bazı tarım ilaçları genel sağlık açısından tehdit oluşturabilir.
(Phillips curve) İngiliz iktisatçısı A. W. Phillips’in enflasyon oranı ile işsizlik arasındaki ilişkiyi incelediği eğridir. Phillips uzun dönem zaman serileri üzerinde yaptığı araştırmalar sonucunda işsizlik ve enflasyon arasında n
(Pigou Effect) Cambridge Ekolü iktisatçılarından A. C. Pigou’nun istihdam hacmi ile ücret değişmeleri arasındaki ilişki konusundaki açıklamasıdır. N istihdam hacmini, Y gelir düzeyini, q ücret ödemelerine ayrılan bölümün gelire ol