(Market) İtalyancadaki piazza kelimesinden Türkçeye girmiştir. Pazar kelimesi ile yakın anlamlar taşır. “Pazar” daha çok somut olgular için kullanılırken piyasa kelimesinin anlamı daha soyut ve geneldir. Örneğin para ve sermaye i
(Market intelligence) Pazar istihbaratı daha çok tüketiciler ve pazarın genel koşulları hakkındaki bilgi akışını tanımlarken, piyasa istihbaratında esas amaç rakiplerin durumu hakkında bilgi edinmektir. Bilgi toplama ve değerlendir
(Psychographic analysis) Tüketicilerin kişilikleri, satın alma motivasyonları, ilgileri, tutumları, dünya görüşleri ve hayat tarzları gibi özelliklerini inceleyen bir tür pazar araştırması tekniğidir.
(Money) Bir ekonomide genel kabul gören, değişim aracı. Tarihi gelişim süreci içinde para türleri de değişmiştir. Mal para döneminde bir mal diğer bir mal ile değiş tokuş edildiğinde değişim ölçüsü tuz, tütün, deri, kurutulmuş bal
(Money supply) Merkez Bankası, günlük açıklamalar, haftalık bilançolar ile yayınladığı aylık, üç aylık ve yıllık raporlarla emisyon, para arzı, kredi ve mevduat hareketleri konusunda her türlü bilgiyi verir. Paranın miktarı ve dola
(Currency zone, currency area) 1- Ortak para biriminin kullanıldığı ülke grubuna verilen addır. 2- Ulusal para birimlerinin sabit kurlardan birbirine bağlandığı ülke grubudur.
(Money multiplier) Parasal tabandaki bir değişimin para arzı üzerinde yaratacağı etkiyi gösteren bir katsayıdır. 1’den büyük olan bu katsayı, bankalar için belirlenen zorunlu karşılık oranına ve nakit tutma oranına bağlı olarak de
(Currency Board) Döviz kuru rejimlerinden biridir. Bu tür bir uygulamada, ulusal paranın değeri yabancı bir para birimine veya yabancı para birimlerinden oluşan bir sepete karşı sabitlenir. Para politikası uygulaması açısından ba
(Quantity theory of money) Miktar teorisi para miktarındaki değişmelerle fiyatlar ve dolayısıyla paranın değeri arasında ilişki kurmaktadır. Miktar teorisi en açık şekilde Amerikalı iktisatçı Irving Fisher tarafından ele alınmıştır
(Money market) Teknik anlamda para arz ve talebinin karşı karşıya geldiği piyasalara para piyasaları denir. Para piyasası bu anlamıyla sermaye piyasasından daha geniş bir kapsam taşımaktadır. Ancak yüksek likiditeye sahip para piy
(Monetary policy) Ekonomik büyüme, istihdam artışı ve fiyat istikrarı gibi hedeflere ulaşabilmek için paranın elde edilebilirliğini ve maliyetini etkilemeye yönelik olarak alınan kararları ifade eder. Para politikasının uygulanmas
(Monetary Policy Committee: MPC) TCMB bünyesinde oluşturulmuş bir kuruldur. Para Politikası Kurulu, Başkan’ın (Guvernör) yönetimi altında, Başkan Yardımcıları, Banka Meclisi’nce üyeleri arasından seçilecek bir üye ve Başkanın öneris
(Money and general equilibrium) Reel kesim-parasal kesim ayrımından hareket ederek para piyasasını açıklayan klasik iktisatçılar önce paranın mevcut olmadığı bir ekonomide denge mekanizmasını incelemişler ve sonra analizlerine para
(Monetary transmission mechanism) Bu mekanizma, parasal değişkenlerin toplam talebi, çıktı açığını ve enflasyonu hangi kanallarla ve ne ölçüde etkilediğini göstermektedir. Parasal aktarım mekanizması genel olarak üç aşama ile açık
(Face value,par value) Menkul değerin üzerinde yazılı olan nominal değeridir.
(Face value,par value) Menkul değerin üzerinde yazılı olan nominal değeridir.
(Nominal income) Paranın satın alma gücündeki değişiklikleri dolayısıyla enflasyonun etkilerini yansıtmayan cari gelir düzeyidir.
(Monetary rule) Bir ekonomide para arzının, her dönem doğal reel gayrisafi yurtiçi hasılanın büyüme oranı kadar artırılması gerektiğini ileri süren ve monetarist ekonomistler tarafından önerilen kuraldır.
(Monetary sector) Para yaratan sektör olarak da tanımlanabilir. Bu sektör merkez bankası, mevduat bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları, katılım bankaları ile para piyasası fonlarını kapsamaktadır.
(Monetary tightening) Merkez bankalarının fiyat istikrarını korumak için aldığı sıkılaştırma önlemlerinin bütününü tanımlamaktadır.