Pişmanlık Navlunu

(Penitence freight) Taşıtanın yolculuk başlamadan önce navlun sözleşmesin­den cayması durumunda ödemek zo­runda olduğu paradır.

Piyasa Dönemi

(Very short run) Firmanın üretim sürecinde kullandığı girdileri ve üretim miktarım değiştiremeyeceği kadar kısa bir zaman aralığıdır.

 

Piyasa Faiz Oranı

(Market rate of interest) Faiz genellikle bugünkü tüketimden vazgeçmenin bir bedeli olarak tanımlanmaktadır. Ta­sarrufun oluşabilmesi için de kişilerin bugünkü tüketimlerinin bir bölümün­den vazgeçmeleri gerekmektedir. Şu halde faiz

Piyasa Fiyatı

(Market price) Herhangi bir iktisadi değeri piyasada satın alabilmek için tü­keticilerin ödedikleri parasal bedeldir.

Piyasa Gözetimi

(Market surveillance) Borsada işlem gören menkul değerlerde gerçekleşen olağandışı fiyat ve miktar hareketleri ile içeriden öğrenenlerin ticareti gibi yasal olmayan etkinliklerin ilgili ku­ruluş veya bağımsız bir birim tarafın­dan i

Piyasa Riski

(Market risk) Makroekonomik değiş­kenlerde ortaya çıkan değişmeler sonu­cunda piyasadaki bütün şirketleri etki­leyen risktir.

Piyasa Sosyalizmi

(Market socialism) Kaynakların mül­kiyetinin kamuda olduğu, ancak ikti­sadi etkinliklerin örgütlenmesinde pi­yasa ve fiyatların etkili olduğu iktisadi sistemdir.

Piyasa Yapıcı

(Market maker) Daha yüksek kâr elde etmek amacıyla finansal araç veya mal­ların alış ve satış fiyatlarını belirleyen firmadır.

Piyasa Yapıcılığı Sistemi

(Primary dealership) Birincil piyasa işlemlerinde etkinliği artırmak, ikincil piyasaların işleyişini kolaylaştırmak amacı ile hazine veya merkez bankala­rının, borçlanma senedi ihracı (ihale), döviz müdahalesi türü işlemlerinde sa­d

Piyasa Yapısı

(Market structure) Bir piyasa, kesim veya sanayideki, alıcı ve satıcıların sayı ve büyüklükleri, mal farklılaştırma de­recesi, piyasaya giriş önündeki engeller, yoğunlaşma derecesi gibi özelliklerin fiyatın oluşumunu belirleyerek or

Planlama

(Planning) Planlama, geleceğe yönelik olarak belirlenen hedeflere ulaşmak için sistematik eylem programları ha­zırlamak olarak tanımlanabilir. Ülke ekonomileri için planlama en yaygın olarak 1945 ile 1980 arasında kullanıl­mıştır. N

Planlama-Programlama-Bütçeleme Sistemi (PPBS)

(Planning-Programming-Budgeting System) Klasik bütçe sisteminde öde­nekler satın alınan şeylere, PPBS’de ise hizmetlere harcanır. Bu sistem ilk kez 60’lı yıllarda ABD’de uygulanmıştır. Kaynakların özellikle hizmetlere tahsisis için

Poliçe

(Bill of exchange) Bir alacaklının borçlusuna hitap ederek borcunu öde­mesi için yazı ile gönderdiği ödeme emridir.

Politika

(Policy) Belirlenen amaç veya hedefle­re ulaşmaya yönelik karar ve eylemler bütünüdür. Belirlenen politikayı ger­çekleştirmek için kullanılan unsurlara “politika araçları” denmektedir.

Politika Etkinsizliği Önermesi

(Policy ineffectiveness proposition: PIP) İktisadi karar birimlerinin davra­nışları rasyonel beklentilere dayandığı için hükümet tarafından uygulanan ik­tisat politikalarının ekonominin üretim ve istihdam düzeyi üzerinde her hangi b

Politika Faizi

(Policy rate) Merkez Bankası’nın 1 haf­ta vadeli repo işlemine uyguladığı faiz politika faizi olarak adlandırılır. Mer­kez Bankası bu oranı kullanarak banka ve finans kurumlarının piyasada uygu­ladığı faiz oranlarını, bankalardan al

Politika Karması

(Policy mix) Maliye politikası ve para politikasının farklı bileşimlerinin iç ve dış dengeyi sağlamak için birlikte kulla­nılmasını ifade eden bir terimdir.

Portföy Yatırımları

(Portfolio investments) Menkul de­ğerlere yapılan yatırımlar olarak ta­nımlanabilecek portföy yatırımları, genellikle hisse senetleri, kamu veya özel kuruluşlarca ihraç edilen bono ve tahvil şeklindeki borç senetleri ile diğer para

Postfordist Üretim Sistemi

(Postfordist production system) Bir­birine bir malzeme taşıma ağı ile bağ­lanmış, yarı bağımsız sayısal tezgâh­lardan oluşan bilgisayar denetimli üretim sistemidir.

Pozitif İktisat

(Positive economics) İktisadi teorilerin dayandığı varsayımların gerçekçiliği­ni sorgulamadan, ampirik çıkarım ve öngörülerden hareketle iktisadi olay ve davranışları neden-sonuç ilişkisi çer­çevesinde açıklanmasını savunan yak­laşı