(Capital flight) Bir ülkedeki iktisadi ve siyasi belirsizlikler veya risklerin oluşmasına bağlı olarak sermayenin hızlı bir biçimde ülke dışına çıkmasıdır.
(Capital conservation buffer) Ekonomik ve mali göstergelerin bozulması durumunda karşılaşılabilecek kayıplar nedeniyle özkaynakların sermaye yeterliliğine ilişkin düzenlemelere göre yetersiz kalmasının önüne geçilmesi amacıyla ban
(Capital goods, investment goods) Üretim sürecinde emeğin verimliliğini artırmak amacıyla kullanılan her türlü makine, donanım gibi daha önceden üretilmiş fiziki mallardır.
(Deepening of capital) Bir ekonomide çalışan kişi başına düşen sermaye miktarının artması ve işgücü, daha fazla sermaye malıyla donatıldığında, toplam üretimin yükselmesidir.
(Marginal efficiency of capital, internal rate of return) 1- Bir yatırım projesi değerleme tekniğidir. Yatırımın ekonomik ömrü boyunca sağlaması beklenen net getirilerin bugünkü değerini yatırımın değerine eşitleyen indirim oran
(Marginal cost of capital) Üretim sürecinde kullanılan sermayede bir birimlik değişmenin toplam maliyette yol açtığı değişmedir.
(Marginal productivity of capital) Diğer üretim faktörleri sabitken sermaye miktarındaki bir birimlik değişmenin toplam üretimde yol açtığı değişmedir.
(Organic composition of capital) Marksist ekonomi teorisinde sermayenin teknik bileşimindeki değişmelere bağlı olarak değişken sermayenin değer bileşimini ifade eder.
(Total productivity of capital) Diğer üretim faktörleri sabitken değişik sermaye miktarı karşılığında elde edilen toplam üretim miktarıdır.
(Capital market) Orta ve uzun vadeli fon ihtiyaçlarının karşılandığı ve bu ihtiyaçları karşılayan hisse senedi, tahviller ve hazine bonosu gibi menkul kıymetlerin alım ve satım işleminin yapıldığı piyasadır.
(Capital Markets Board of Turkey) Sermaye Piyasası Kurulu, tasarrufların menkul kıymetlere yatırılarak halkın iktisadi kalkınmaya etkin ve yaygın bir şekilde katılmasını sağlamak amacıyla 1981 yılında çıkarılan 2499 sayılı Sermaye
(Capital adequacy ratio) Bir bankanın veya finans kuruluşunun mudilerinin ve diğer borç verenlerin fon ihtiyaçlarını, yüklendiği ve öngöremediği tüm riskleri karşılayabilme gücünü gösterir. Sermaye tabanının nakdi ve gayri nakdi k
(Concentration of capital) Sermayenin büyük bir bölümünün az sayıda büyük firma tarafından denetlendiği durumu tanımlar. Eskiden bu kavram için sermayenin temerküzü terimi kullanılırdı.
(Capital intensive industry) Üretim sürecinde girdi olarak emeğe oranla sermayenin daha fazla kullanıldığı sanayidir.
(Capital intensive technology) Bir malın üretiminde veya bir sektörde kullanılan üretim tekniklerindeki sermaye / emek oranının diğer bir malın üretiminde veya diğer bir sektörde kullanılandan daha yüksek olduğu teknolojidir.
(Hard loan) Bir ülkenin değeri istikrarlı bir düzeyde kalan ve konvertibl olan güçlü bir para cinsinden ödemek durumunda olduğu dış kredidir. Konvertibl olmayan bir ulusal para ile ödenecek dış borç ise yumuşak kredi (soft loan) o
(Certificates) Yatırımcısına önceden belirlenmiş koşulların oluşması durumunda alacak hakkı veren sermaye piyasası aracı niteliğindeki yapılandırılmış finansal ürünlerdir. Sertifikalar, varant benzeri bir finansal üründür. Tıpkı v
(Property taxes) Servet sahibinden veya servete konu olan emlak, veraset ve intikal kapsamındaki menkul ve gayrimenkullerden alınan vergidir.
(Sharpe’s risk adjusted return) William F. Sharpe tarafından geliştirilen bu performans kriterinde bir portföyün toplam riski standart sapma ile tanımlanmıştır ve portföyün artık getirisi standart sapma ile karşılaştırılmaktadır.
(Hot money) Uluslararası piyasalarda, para kendine en yüksek geliri getirecek alanlara doğru akar ve ülkeler arası kur farkları ve faiz farkları gibi imkânlardan yararlanarak herhangi bir ülkeye kısa bir süre için girebilir. Yabancı