(Priority Provinces for Development) Bir ülkede bölgeler arasındaki gelişmişlik farklarının azaltılması ve zamanla ortadan kaldırılması için bazı bölgelere ve illere yatırım teşvikleri konusunda özel statü sağlanmaktadır. Hükümet t
(Exchange) Bu kelime dilimize İtalyancadan geçmiştir ve Latincede değiştirme anlamına gelen “cambiere” fiilinden gelmektedir. Efektif, yabancı para, altın veya senet gibi likidite niteliği olan menkul değerler üzerinde yapılan değ
(Exchange equalization fund) Ekonomi yönetimlerinin kısa dönemli kur değişmelerini önlemek için başvurdukları bir önlemdir. Serbest döviz sistemlerinde para değerindeki düşmeler sadece dış ticaret açıklarının ve dış borçların etk
(Public law legal person) Kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulan tüzel kişiliktir. Kamu tüzel kişiliğinin işleyişi, kamu yararı esasından hareketle kanunla düzenlenir. Kamu hizmeti vermek amacıyla kurula
(Expropriation) Kamu yararının gerektirdiği durumlarda gayrimenkullerin mülkiyetinin Anayasa ve yasalardaki kurallara uyularak kamu mülkiyetine geçirilmesi ya da bunlar üzerinde idari irtifaklar kurulması demektir. Bu işleme eski
(Public finance) İktisadın bu alt bilim dalı, devletin harcama ve gelirlerinin bütçelendirilmesini ve bunların etkinlikleri ile bu etkinliklerin farklı finansman biçimlerini inceler. Devlet, yerel yönetimler ve diğer kamu tüzel ki
(Public goods) Devletin mal varlığı içinde yer alan bazı unsurlar kamu mallarını oluşturur. Bunlar devlete ait hisse senetleri, her türlü taşınır ve taşınmaz eşya, mal ve kıymetlerdir. Devlete ait taşınmaz mallar, Tapu İdaresi’nce,
(Public net debt stock) Kamu sektörünün iç ve dış borç yükümlülüğü toplamından kamu sektörünün elinde bulundurduğu finansal varlıkların düşülmesi ile hesaplanan kamu kesimi net borç stokunu ifade eder.
(Public sector borrowing requirement: PSBR) Kamu kesimi genel dengesine bakıldığında devletin bir yıl içinde toplam olarak ne kadar borçlanması gerektiği hesaplanabilir. Devletin tüm giderleri ile tüm gelirleri arasındaki fark “kam
(Public interest) Kamu yararı toplumda, genel ve ortak çıkarların nasıl belirleneceği, bu çıkarların hangi amaç ve yöntemlerle gerçekleştirileceği, temel hakların hangi durumlarda kısıtlanabileceği gibi hususlar söz konusu olduğ
Sermaye piyasası araçlarının değerini ve yatırımcıların yatırım kararlarını etkileyebilecek bilgilerin, piyasa katılımcıları olan tasarrufçulara eşzamanlı, tam ve standart nitelikte açıklanma prensibine “kamuyu aydınlatma ilkesi”
(Capacity) Bir işletmenin, bir tesisin ya da bir makinenin belli bir zaman süresi içindeki üretim gücüdür. İşletmelerin mal ya da hizmet üretebilme olanağı belli bir ölçü ile ifade edilir. Kapasite ölçüsü olarak genellikle sayı, ağı
(Capacity utilization rate) Kapasite, işletmede bulunan tesisler ve işgücüne göre belirlenirken, “kapasite kullanım oranı” değişken bir faktör olarak ortaya çıkar ve kurulu olan kapasiteden mümkün olan en fazla düzeyde yararlanmay
(Capitalization) Bir işletmenin, birikmiş yedek akçe ve kârını sermaye artırımında kullanmasıdır.
(Capitalism) Kapitalizm insan veya doğa yapısı sermayenin özel mülkiyet altında bulunduğu ve kişisel kazanç için kullanıldığı bir ekonomik örgütlenme biçimidir. Kapitalizmin başlıca unsurları özel mülkiyet, mülkiyetin verasetle el
(Economies ofscope) Bu terim aynı üretim tesisinde belirli bir ürün ile birlikte, aynı tesisi, kapasiteyi ve üretim platformunu kullanarak diğer bir ürün üretme sürecini tanımlar. Örneğin bir bisküvi üreticisi çikolata ürettiğinde
(Profit) Kapitalist bir ekonomide üretim faktörlerinin en etkin kullanımını sağlayan öğelerdendir. Girişimciyi üretim faaliyetine iten etken kâr motifidir. Üretim faaliyetinin devamı da kârlılığın sürekli olmasına bağlıdır. Giriş
(Theory of Black Markets) Karaborsa, genellikle halk arasında ucuza mal stoklanıp bir mal darlığı veya kıtlığı ortaya çıktığında eldeki malların çok pahalıya satıldığı ortama verilen addır. İktisat teorisinde ise karaborsa, mal den