(Analytical thinking) Yöneticilerin karar alma sürecinde kullandığı araçlardan biri de somut durumun somut tahlilidir. Bazen “analiz” bazen de “çözümleme” diye adlandırılan bu zihinsel faaliyet, sorunların çözümüne giden yolu kısa
(Parent company) Bir veya daha çok sayıda firmayı doğrudan doğruya veya dolaylı olarak denetleyen ekonomik kuruluştur. Ana ortaklığa veya şirkete bağlı diğer şirketler tüzel kişilik sahibidir. Ana şirket, denetimini bu şirketlerin
(Key industry) Yan sanayi kuruluşlarının girdi sağladığı ve tüketiciye sunulacak ürünlerin üretiminin yapıldığı sanayi kuruluşlarıdır.
(Joint-stock company) Her türlü ekonomik amaç ve konuda kurulabilen, esas sermayesi hisselere bölünmüş bir şirket türüdür. Anonim şirket borçları konusunda yalnız öz varlığı ile sorumludur. Ortakların sorumluluğu taahhüt ettikleri
(Annuity) Bir borcun belirli bir yılda ödenmesi gereken anapara ve faiz tutarının toplamını ifade eder. Anüite = İtfa tutarı + Yıllık faiz. Terim, Latincede yıl anlamına gelen “annus” kelimesinden türetilmiştir.
(Call) Ödeme çağrısıdır. Anonim şirketlerin kuruluşunda taahhüt edilen sermayenin ödenmemiş kısmının ödenmesi için yapılan çağrıdır. İlânla yapılan apel ile istenen bedelin belirtilen zaman ve tutarda ödenmemesi pay sahibinin teme
(Interim balances) Yıl sonundaki bilanço dışında değişik zamanlarda, haftalık, aylık veya üç aylık dönemler için düzenlenen bilançolardır.
(Search conference) Fred Emery’nin geliştirdiği bir toplantı tekniği olan arama konferanslarının amacı ortak aklı devreye sokmaktır. Normal olarak doğrudan ilişkide bulunmayan kişiler bir araya getirilerek tartışma yöntemiyle tasa
(Research and development: R&D) Şirketler rekabet gücünü artırmak, ürün farklılaştırmasına gitmek ve yeni üretim yöntemleri ile maliyeti düşürmek için araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) çalışmaları yapar. Ar-Ge çalışmaları gelece
(Research & Development Agreements) Yeni ürünler geliştirilmesi ve bu süreçte karşılaşılan risk ve elde edilen faydaların paylaşılması amacıyla yapılan ve bu amaca yönelik Ar-Ge çalışmaların birden fazla teşebbüs tarafından o
(Incidental income and expense) Zaman zaman ortaya çıkan ve düzenli olmayan gelir ve gider kalemleridir.
(Incremental cost allocation method) Ortak maliyetlerin, bu maliyetlerden yararlanan birimlere öncelik sırasına göre dağıtılmasıdır.
(Residual income) Faaliyet kârından yatırımın fon maliyeti çıkarıldıktan sonra kalan bölüme denir. “Kâr üstesi” de denen bu kavram, General Electric firması tarafından geliştirilmiştir. Artık kârı bulmak için bölümün kârından yapıl
(Asymmetric information) Piyasada veya bir ürün pazarında kişilerin farklı bilgi ve enformasyon düzeyine sahip olmalarını tanımlayan bir terimdir. Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) ve benzeri kuruluşlar, bilgi düzeylerinin birbiri
(Acid-test ratio) Nakit ve hemen satılabilecek tahvil ve bono gibi cari likit aktiflerin, cari borçlara oranıdır. Asit test oranı cari orana göre daha anlamlıdır. Çünkü cari oranda hemen paraya çevrilemeyecek mal stokları da dikk
(Backing a bill, aval) Ticari senetlerden doğan bir borca kefil olacakların senedin arka yüzüne şerh ve imza koyması işlemini tanımlar. “Aval içindir” veya benzeri bir ifade kullanıldığında ve senet imza edildiğinde kefalet doğmuş
(Advance payment) İleride ödenecek bir borcun peşin ödenen bölümüdür. Bu ödemeler daha sonra toplam borçtan mahsup edilir.
(Adjusting entries) Dönem sonunda yapılması gereken envanter kayıtlarıdır. Bu kayıtlar, dönemin tahakkuk etmiş gerçek gelir ve giderlerinin mali tablolara yansımasını sağlar. Örneğin faiz ödeme dönemi ertesi yıl olan bir tahvil el
(Real rights) Bir kimseye bir mal üzerinde egemenlik sağlayan ve bu nedenle herkese karşı ileri sürülebilen haklardır.
(Payment in kind) Bir alımın bedelinin veya borcun nakit olarak değil de mal olarak ödenmesidir.