ABD Üretici Fiyatları Endeksi

(Producer Price Index: PPI). Bu enflas­yon ölçüsü toptan fiyatları kapsar. Hiz­metleri içermediği için fiyatlar genel düzeyindeki değişimi tam olarak yan­sıtmaz. Üretici Fiyatları Endeksi’nin sonuçları, hammaddeler, ara malları ve niha

Abonelik

(Subscription) Bir mal veya hizmetin, satıcısı olan kuruluşlar tarafından sü­reli veya süresiz olarak satışı için satı­cı ve alıcı arasında yapılan anlaşmadır. Bu anlaşm

AB Tanımlı Genel Yönetim Borç Stoku

(EU-defined general government debt stock) Belirli bir tarih itibarıyla, Avru­pa Ulusal ve Bölgesel Hesaplar Sistemi (ESA 95) metodolojisi ile hesaplanan, “genel yönetim” (merkezi yönetim, ye­rel yönetimler ve sosyal güvenlik ku­rul

Acente

(Agent) Bir kuruluşa bağlı olmaksızın sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ve bölge içinde sürekli olarak ticarethane veya işletmeyi ilgilendiren işlerde ara­cılık eden, bunları o işletme adına yürü­ten gerçek veya tüzel kişidir. Ko

Aciz

(Insolvency) Bir borçlunun alacaklı­lara ödeyecek nakit ve mal varlığının bulunmadığının bir icra takibinin so­nuçsuz kalması ile anlaşılmasıdır. Aciz durumu aciz belgesi veya haciz zabıt tutanağı ile tespit edilebilir. Aleyhine iflas

ACP Ülkeleri

(African Caribbean and Pacific Count­ries) Afrika, Karayipler ve Pasifik ülke­lerinin temsilcileri 1975 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu (Bugünkü AB) ile Lome Konvansiyonu’nu imzalamış, antlaşma 2000 yılına kadar dört kez yenilenmişti

Acyo

(Agio) Bankaların senetli kredi işlemleri nedeniyle müşterilerinden yaptıkları tahsilattır. Bu tahsilat, hizmete karşılık alınan komisyondan ve senedin ibrazı dolayısıyla yapılan haberleşme gider­lerinden oluşu

Acyo Faiz Teorisi

(Agio theory of interest) Faizin nedenini, insanların bugün elde edebilecekleri mal veya hizmete, gelecekte elde edebilecek­leri aynı mal ve hizmete göre daha fazla değer vermeleri ile açıklayan teoridir. Avusturyalı ekonomist Eugen

Acyotaj

(Agiotage) Bu terim çoğu kez ahlaki ve meşru olmayan ve yasaya uymayan işlemlerle sağlanan fiyat farkları için kullanılır.

Açığa İmza

(Blank signature) Bir mali belgenin, im­zalayanın karşı tarafa duyduğu güven nedeniyle koşulları tamamen veya kıs­men sonradan yazılmak üzere ilgililer tarafından imzalanması durumudur.

Açık Artırma

(Auction, open bidding) Bir malın daha önceden ilân edilen yer ve zamanda, tek satıcı tarafından çok sayıda alıcı ara­sından en yüksek fiyatı ve

Açık Ciro

(Blank endorsment) Tahsil edecek ki­şinin adı yazılmadan sadece arka yüzü imzalanarak çeklerin ve ticari senetle­rin devredilmesi işlemini tanımlar. Bu çekler ve senetler hamiline ödenir.

Açık Ekonomi

(Open economy) Bu terim diğer ekono­milerle çeşitli yöntemlerle ilişki kuran bir ekonomiyi tanımlar. Açık ekonomi­lerde ithalat ve ihracat üzerinde bir sı­nırlama yoktur.

Açık Çek

(Blank cheque, blank check) Üzerine ödenecek tutar yazılmadan keşide edi­len çektir. Tutarı çeki tahsil edecek kişi doldurur. “Açık çek verme” deyimi ise günlük konuşmada bir insanın karşı­sındakine duyduğu güveni açıklar.

Açık Eksiltme

(Auction by underbidding, Dutch auc­tion) Bu alım satım işleminin bir türün­de tek alıcı ile birkaç veya birçok satıcı karşı karşıya gelir. Mal ve hizmet alım- larında kullanılan bu yöntemde alıcı en düşük fiyat ile mal temin etmeyi

Açık Faktoring

(Open factoring) Alacaklının borçlusu­na alacağını bir faktoring kuruluşuna devrettiğini bildirdiği faktoring türüdür.

Açık Finansman

(Deficit financing) Devletin, gelirlerin­den daha fazla bir tutarı harcamasıdır. Ortaya çıkan bütçe açığı, iç borçlanma ile kapatıldığında iç borç yükü artar. Dolaşımdaki para miktarı artırıldığında ise enflasyon yükselebilir. Ekono

Açık Kapı Politikası

(Open-door policy) Dış ticarette yaban­cı ülkelere ve şirketlere imkân ve fırsat eşitliği tanınması olarak tanımlanmış­tır. 1839 ile 1842 yılları arasında İngil­tere, Çin’i açık kapı siyasetine zorlamak ve afyon satmak için savaş aç

Açık Keşide

(Drawing in blank) Poliçe ve bonoda şekil şartlarının tamamlanmadan bir bölümünün doldurulması ve diğer bö­lümlerin doldurulmasının lehtara bıra­kılmasıdır.

Açık Kredi

(Open credit) Bankaların güvendik­leri sadık müşterilerine rehin, ipotek ve kefalet gibi ek garantiler aramadan açtıkları kredi türüdür. Açık kredinin düzeyini krediyi a