(Kinked demand curve) Bu eğri oligopol rejiminde fiyat katılığını ortaya koyar. Oligopol piyasasında yer alan firmaların sayıları az olduğu için karşılıklı bağlılık ilişkileri içinde bulunurlar ve birbirlerinin davranışlarını dikka
(Dispatch) Her büyük avarya (deniz hasarı) sonunda gemi, yük ve navlun ile ilgililerin kendilerine düşen alacak ve vereceği tespit etmek ve bölmek ihtiyacıyla yaptıkları hesaplaşmaya ait bir belgedir. Bu terim küçük avaryalarla, si
(Disposible cash reserves) Bankaların, mevduat sahiplerinin istediklerinde paralarını çekebilmelerini sağlayacak kadar derhal paraya çevrilebilir değerler bulundurmaları zorunluluğudur. Mevduatla derhal paraya çevrilebilir değerler
(Natural monopoly) Eğer tek bir teşebbüs, piyasaya iki veya daha fazla teşebbüsün faaliyet göstermesi durumundan daha düşük bir maliyetle hizmet verebiliyorsa doğal tekelden bahsedilebilir. Doğal tekeller, devletlerin veya rakip
(Direct control on prices) Fiyatların doğrudan kontrolünde ürün fiyatları üretici ile düzenleyici otorite arasında yapılan pazarlıklar neticesinde ya da düzenleyici otorite tarafından tek taraflı olarak tespit edilir. Fiyatların t
(Outright purchase) TCMB’nin açık piyasa işlemlerinden biri olan “doğrudan alım” ile para arzının ve ekonominin likiditesinin düzenlenmesi amaçlanmaktadır. Bu terim TCMB’nin piyasada kalıcı likidite açığının görüldüğü durumlarda
Bkz. Yabancı sermaye yatırımları
(Linear programming) Belli sınırlamaları dikkate alarak bir soruna optimum çözüm arama tekniklerinden biri olan matematiksel programlamanın, değişkenler arasındaki ilişkilerin doğrusal olduğu varsayımıyla ekonomiye uygulanışıdır.
(Documantery credit) Bu terim yoldaki mala ait belgelere dayanılarak ithalatçılara açılan bir tür avanstır. İthalatçı bu kredi ile nakliye ve gümrükleme için gerekli fonları temin edebilmektedir.
(Dollarization, currency substitution) Bir ülkedeki yerleşiklerin değişim aracı, hesap birimi ve değer biriktirme aracı olarak kendi ulusal paraları yerine yabancı para kullanmalarıdır. Tam dolarizasyon, bir ülkenin ulusal parasını
(Velocity of circulation) Bu terim paranın el değiştirme temposunu tanımlamaktadır. Bir banknot, belli bir süre içinde birçok muamelede kullanılır, kendi değerinin kat kat üstünde ödemeleri mümkün kılar. Çünkü kişiler herhangi bir
(Currency in circulation) Dolaşımdaki banknotlar ile madeni para toplamından, banka kasalarında bulunan banknot ve madeni para tutarlarının çıkarılması ile elde edilen tutardır.
(Indirect tax) Piyasada malın satışı sırasında miktar veya değer üzerinden alınan vergidir. Bu vergiye “vasıtalı vergi” de denir. Toplam vergi gelirleri içinde dolaylı vergi hasılatının payının artması vergi adaletsizliğine neden
(Direct tax) Mükellefin geliri ve serveti üzerinden doğrudan alınan vergidir. Vasıtasız vergi de denir.
(Affrreight) Geminin denize açılabilmesi için gereken araç, malzeme ve belgelerle tamamlanması işlemlerini tanımlar. Deniz ticareti için gemi kiralayan kişiye “donatan” (affreighter) denir.
(Dow Jones Index) ABD’deki New York Menkul Değerler Borsası’nda hisse senetlerinin günlük fiyat değişimlerini yansıtan endekstir.