Yönetimde Kuşak Çatışması

Aile şirketlerinde kurucularla sonra­ki kuşak arasındaki düşünce görüş ve yöntem farklılıkları bazen sorunlara yol açabilir. Şirketi kuran babanın en büyük hayali kurulan işi çocuklarının daha da büyütmesidir. Diğer taraftan “kuru­cu baba”, yılların birikim ve emeğinin gençlerin yanlış kararları ile heba olma­sından korkar. Bu hayal ve korku arasın­daki zikzaklar, işin yönetiminde kuşak çatışmasını başlatır. Bazı durumlarda, baba (veya anne) iktidarın çekiciliği­ne kapılıp, devir-teslim olayını sürekli erteler. Yönetim sırası yeni kuşağa gel­diğinde ise gençliğin dinamizmi ve yır­tıcılığı çoktan geride kalmıştır. Bazen baba yönetimi şeklen çocuğuna bırakır. Niyeti işi devredip bir köşeye çekilmek gibi görünse de “uzaktan kumanda” ba­banın elindedir. Oğul veya kız istediği kadar bilgili ve yetenekli olsa da şirkette amaçladığı otoriteyi kuramaz.

Gerekli deneyim ve birikime sahip olma­dan başa geçen gençlerin, uzun yılların emeğini kısa sürede heba ettiği de görül­müştür. Hırslı evladın zamanını bekle­meden babaya karşı açtığı isyan bayrağı ise bir “fetret devri”nin başlangıcı olabi­lir. Yönetim konusundaki kuşak çatışma­sını işbirliğine dönüştürmek için aşağı­daki önlemlerin alınması gerekebilir:

  • Oğul veya kızın hayata babasının işye­rinde değil de diğer bir işyerinde baş­laması ve kendini kanıtladıktan sonra baba ocağına kesin dönüş yapması ya­rarlı olur.
  • Gençlerin, yeni fikirleri kabul ettir­me mücadelesindeki en büyük zaafları kırılganlıktır. Büyüklerini ikna edecek bir azim ve kararlılık gösteremeyen genç, sonraki dönemlerde de yanlış ka­rarlar alabilir.
  • Önceki kuşaklar, gençlere itaatı değil de mücadeleyi ve inisiyatifi esas alan bir eğitim vermek zorundadır.
  • Oğul ve kızlara yönetim kurulunda görev verilmesi için onların kırklı-ellili yaşlara gelmesi beklenmemelidir.