Vasatlık Tuzağı

(Trap of mediocrity) Bir ülke veya kurumda geçerli ölçü sıradanlık oldu­ğunda kimse, kendi kabuğunu kırmak, içine hapsolduğu çemberin dışına çık­mak ihtiyacını hissetmez. Bu ortamda “mükemmel”, “en iyi” ve “yüksek per­formans” gibi kelimeler iyi çağrışımlar yapmaz. En iyiyi hedeflemek için çaba­layan bireyler, ülke gerçeklerinden ha­bersiz saf ve naif kişiler olarak görülür. Çabaları başarısız olduğu sürece bu “za­rarsız” idealistlere hoşgörü ile bakılır. Vasatlıklar ülkesinde “başarıyı yaka­lama suçunu” işleyenler ise anasından doğduğuna pişman edilir. Sosyologların “medyokrasi” diye nitelendirdikleri bu vasatlık ortamında, yeniye ve yenilikle­re karşı direnç de doğal olarak çok güçlüdür. Ömürlerini durgun bir ortamda ve bir tatlı huzur peşinde geçiren kişi­ler, yeniliklerden ve değişimden korkar ve kabuğuna çekilir. Bu negatif tepki daha sonra her tür yeniliğe karşı şiddet­li bir dirence dönüşür. Sıradan ve vasat performansın nedenlerini şöyle özetle­mek mümkündür:

Tarihsel nedenler: Geçmiş yüzyıllar­da huzurun yolunun, ılımlı ve kanaat- kâr olmaktan geçtiği düşünüldüğü için sıra dışı davranışlar hoş görülmezdi. Gençlere, denizcilik ve madencilik gibi riski yüksek ama kazancı bol işlerden de uzak durmaları öğütlenirdi. Ekono­mide hareket ve girişim alanının dar tutulması, vasat performansın stan­dart değerlendirme ölçüsü olarak kabul edilmesine yol açtı.

Özgüven zayıflığı: Ekonomideki bazı sorunların ortaya çıkardığı özgüven eksikliği, insanları büyük hedef ve pro­jeler için gerekli olan zihinsel enerji ve dinamizmden yoksun bırakabilir. Ufku daralan insanlar sıradan başarılarla ye­tinmek zorunda kalabilir.

Küresel zihniyet eksikliği: Rekabet alanının tüm dünya olduğu bir dönem­de, başarı kriterlerinin de küresel öl­çülerde belirlenmesi gerekir. Küresel­leşmenin tam olarak algılanamaması durumunda yerel kriterlerin ön plana çıkması vasat performansın hoş görül­mesi ile sonuçlanır.

Toplumdaki ve ekonomideki düşük standartlar, bireyleri de etkisi altına alır ve sıradanlığı yaygınlaştırır. Kişi, daha işin başında vasat bir sonuca razı olduğunda ve kendisi için sıradan he­defler koyduğunda, zamanın akışı için­de ortaya çıkan aksilikler onu düşük bir performansa mahkûm eder. İddialı he­deflerle ve en iyisini yapmak için yola çıkan bir kişi ise, işler ters gitse de hiç olmazsa orta düzeyde bir başarıyı yaka­layabilir. Önüne büyük hedefler koyan ve bunlara ulaşmak için elinden geleni yapanlar başarısız olsalar da er veya geç istedikleri yere gelir.