Performans Değerlemesi

(Performance evaluation) Performans değerlemesi bir örgüt, kurum veya şirkette çalışanların, bu kuruluşların amaçlarına yönelik faaliyetlerine ne ölçüde katkı yaptıklarının belirlenmesi için yapılır. Bu değerleme yönteminde yönetici, karne notu veren bir öğretmen gibi davranırsa değerlemeden iyi bir so­nuç alınamaz.

Çünkü bu değerlemede temel amaç ça­lışanının beceri eksikliğini bulup not kırmak değil, onun potansiyelini be­lirleyip geliştirmektir. Bu da ancak po­zitif bir bakış açısının egemen olduğu bir karşılıklı saygı ortamında mümkün olur. Performansa göre değerleme ve ödüllendirme uygulamalarının başlıca sorunları şunlardır:

  • Kıdem unsurunun gözden düşmesi ile 45 yaşın üstündeki kıdemli çalışanlar, kendilerini suyu sıkıldıktan sonra bir köşeye atılmış bir limon gibi hissedebilir.
  • Performans ölçülürken kısa vadeli başarı esas alındığında, elemanın uzun va­dede gösterdiği gelişme gözden kaçabilir.
  • Sistemde bireysel başarı esas alındı­ğında, ekip ruhu ister istemez zayıflar. Çalışanlar arasında arkadaşlık duygusu zedelenir ve çelmelerle dolu acımasız bir yarış başlayabilir.
  • Performansa göre ücret sisteminde kriterlerin belirsiz olması, yöneticinin suyuna giden, kulis ve lobi yaparak kısa yoldan başarıyı amaçlayan kişilerin yükselmesine yol açabilir.

Performans değerlemesinde son eği­limleri ve gelişmeleri şöyle özetlemek mümkündür:

  • Eski performans değerleme sistem­leri, dikey örgütlenme biçimlerine ve kontrol işlevine dayanan bir hiyerarşi anlayışına göre kurulmuştur. “Sicil ver­medin önemli olduğu bu statik ve tek yönlü sistemin yerini günümüzde çok yönlü ve dinamik değerleme sistemleri almaktadır.
  • Türkiye’deki 500 büyük şirketin yüzde 80’inde bir performans değerlendirme sistemi bulunmaktadır.
  • Hem yöneticilerin çalışanları, hem de çalışanların yöneticileri değerlendirdiği “360 derecelik performans değerlemesi” giderek yaygınlaşmaktadır. Bu yöntem ancak şirket içi demokrasinin bulundu­ğu işyerlerinde uygulanabilmektedir.
  • Değerlendirme, yöneticiler için yılda bir yönetici olmayanlar için ise iki yılda bir yapılmaktadır.
  • Ölçülebilir nitelikteki hedef bazlı kri­terlerin uygulanması biraz daha yay­gındır. İkinci sırada ise yetkinlikler gelmektedir. Davranış bazlı kriterler ise henüz ilgi görmemektedir. Hedef bazlı kriterlere, davranış bazlı kriter­lerin ve yetkinliğin eklenmesi ile yü­rütülen karma sistemleri tercih eden şirketler de vardır.
  • Bazı şirketlerde çalışanlar, kendisi için yapılan değerlendirmeleri göre­bilmektedir. Bu tür bir geri bildirimin (feedback) değerlendirme sistemine dahil edilmesi hataların düzeltilmesini mümkün kılmaktadır.
  • Performans değerlendirmesinde, bireysel bazlı değerlendirmenin ezici üstünlüğü vardır. Şirketlerin yaklaşık beşte dördü bireyleri değerlendirmek­tedir. Takım veya proje bazlı değerlen­dirme, yeni yeni önem kazanmaktadır.
  • Sayısız soruların yer aldığı değerlendir­me formları son dönemde eskisi kadar gözde değildir. Bu mekanik yöntem ye­rine ilk amirin yaptığı değerlendirmenin diğer yöneticilerin de katıldığı bir top­lantıda görüşülmesi tercih edilmektedir.
  • Yüksek performansın, şirketin hisse senedi ile ödüllendirilmesi uygulaması giderek yaygınlaşmaktadır.