(Leadership) Liderlik tarihin her döneminde üzerinde fikir üretilen ve tartışılan bir konu olmuştur. Sanskrit kaynaklarında 10 farklı liderlik tarzı sayılmıştır. Çinli strateji bilgini Sun Tzu, liderliği, zekâ, güvenilirlik, insancıllık, cesaret ve disiplinin en etkili bileşimi olarak tanımlamıştır. Osmanlı padişahı Murat Hüdavendigar, Veziri Çandarlı Hayrettin Paşa ile bir sohbetinde, askeri liderlik için şu tanımı yapmıştır: “Seferde hedefe ulaşmak için, müsait fırsatlardan istifade etmek ve askere merhamet göstererek onun muhabbetini kazanmak gerekir. Zafer için, amaca yönelik her türlü araç, her türlü ihtimale göre karşılaştırılır ve en dengeli çözüm bulunur. Usta bir kumandan eylem öncesindeki danışmalarında gayet ihtiyatlı davranır, icrada ise yıldırım sürati gösterir.” 15. yüzyılda Nicolas Machiavelli, Prens adlı kitabında liderlik konusunu işlemiştir. Lider ve liderlik kelimelerinin bugünkü anlamıyla kullanılması 18. yüzyılda gerçekleşmiştir. Liderlik konusunun sosyolojik, tarihsel, psikolojik ve antropolojik boyutları vardır.
ABD ve İngiltere’deki üniversitelerde 40’lı yıllarda liderlik araştırmaları başlamış, konu hakkındaki yayınlar 50’li yıllarda artmıştır. Warren Bennis, Peter Drucker, James McGregor Burns, Ronald Heifitz, Barry Z. Posner ve Victor Vroom, liderlik konusunda tezler geliştirmiş ve kitaplar yazmış bilim insanlarından bazılarıdır.
Liderin tutum ve davranışları: Toplumlardaki ve kurumlardaki krizler liderler için bir mihenk taşıdır. Gerçek lider, kriz sırasındaki davranışları ile kendini belli eder. Lider tüm sorumluluğun kendinde olduğunu bilir. Astlarını ve bürokratlarını ikide bir eleştirmez. O, mazeret aramayı başkalarına bırakıp çözüm bulmak için her şeyi yapar. Liderin kafasında her risk için bir hareket planı vardır. Lider erken davranır. Herkes krizin şok ve öfke dönemini yaşarken o, mantığının duygularına esir düşmesine izin vermez. Lider zor günlerde çevresindekilere güven verir. Yalnız yapabileceğini söyler, söylediğini de muhakkak yapar. Lider cesurdur. Felaketin ta odağına tam zamanında gitmekten çekinmez. Lider krizi zihninde her yönü ile yaşar ve gerekli önlemleri planlar.
Liderlik ve idarecilik: İdareciler ile yöneticiler arasındaki farkı Peter Drucker, “İdareci işi doğru yapar, lider ise doğru olanı yapar” diyerek anlatmıştı. İş dünyasında liderler, günü kurtarmayı amaçlayan idareci ve yöneticilerden aşağıdaki görüş, tutum, davranış ve eylemleri ile ayrılır:
- İdareci “durumu idare etmek” taraflısıdır. Denge politikası izler. İdare-i maslahat (işi oluruna bırakma, ortalığı yatıştırma) politikasını çok iyi yürütür. Lider, uzun vadeli, kalıcı çözümler peşindedir. Atılım ve reform yanlısı olan lider, amacına ulaşmak için gerekli her şeyi yapar.
- İdareci, kaynakları “idareli” kullanmak ister, ayağını yorganına göre uzatır. Lider, yorganı büyüyen bünyeye göre uzatmanın planlarını yapar. O, büyüme ve gelişmeden yanadır.
- İdareci, ilk bakışta büyük adamdır. Başarıları, eserleri vardır. Ancak o, hep vazgeçilmez adam rolünü oynar. Kendisini “yeri doldurulmaz adam” gibi gösteren kişi, gençleri yetiştirmez. Kendi bildiklerini yeni kuşaklara aktarmaz. İşin püf noktasını kıskanç beyninde saklar. Lider ise kendini lüzumsuz kılar. Beynindeki her bilgiyi kadrosundaki gençlere aktarır. Elemanları, onun yanında sorun çözmenin zevkini yaşar.
- İdareci kadrosuna yetki devretmez, sorumluluk vermez. İdarecinin olduğu yerde kurumsallaşma yoktur. Yetenekli kişileri çevresinden uzaklaştırır. Başında bulunduğu kurum, sağlıklı görünse de hayat damarları kireçlenen bir bünye gibidir. Lider kurumlaşmaya önem verir. Lider ayrıldığında kurum batmaz, aksine daha da gelişir. Gösterişi, havası vazgeçilmez adam kadar değildir ama o “Benden sonra tufan!” demez.
- İdareci göreve geldiği günün üzerinden aylar geçse de, hep bahane ve mazeret üretir. Geçmişteki idarecileri suçlar. Lider koltuğa oturduğu günden itibaren her olumsuzluğun sorumluluğunu kabul eder. Kendini dağda ölen kurttan bile sorumlu hisseder. Konuşmaz, yapar.
- İdareci, sloganlardan, sembollerden, geçmişteki karizmasının kırıntılarından medet umar. Lider ise, kadrosunun, kitlelerin hoşuna gitmese de gerçekleri söyler. Etrafındakileri uyarır.
- İdareci, düzene ve denetime öncelik verir. O, daima “bir tatlı huzur” peşindedir. Lider, huzursuzdur. Onun yönettiği şirkette, coşku, heyecan, biraz da kaos vardır. Bu duygusallık rüzgârı, bu hareket, bereket getirir. Liderin yönetimi yaratıcılığı geliştirir.
- İdareci, ancak işler krize girince önlem alır ve dere ortasında at değiştirmez. Lider reformlarını başarının zirvesindeyken yapar, kadro ve yöntem değişikliği için son dakikayı beklemez.
- İdarecinin görüş ufku, üç aydan üç yıla kadardır. Kronik sorunlara kısa vadeli çözümler bulmakta ustadır. Lider, geleceğe vizyonu ile nüfuz eder. Onun beyin haritasında, hedefe ulaşacak yolun her etabı işaretlidir.
- İdarecilerin çoğunluğu “tek adam”dır. Lider, yönetimi kaybedeceğini bilse de işi büyütmekten çekinmez ve ekip çalışmasına inanır.
- İdareci için “emir demiri keser” . O demokrasiden çok hiyerarşinin erdemine inanır. İnsanları, makinenin bir dişlisi gibi görür. Kapısı, elemanlarına, onların görüş ve eleştirisine kapalıdır. Bina ve makine yatırımlarında cömert, insana yatırımda ise cimridir. Lider, “Önce insan” der ve görevinin insanları başarıya götürmek olduğunu bilir. Onların güçlü yanlarını daha etkili kılarak ve zayıflıklarını önemli olmaktan çıkararak, verimliliği en üst sınıra yükseltir.
- İdareci, yenilik zorunluluğu kapıyı çaldığında başarılı olmuş bir örneği taklit etmekle yetinir. Lider, ülke dışından alınan yönetim kavramlarını kendi kültürünün toprağına eker. O hem global hem de yerel düşünmesini bilir.
- İdareci, protokol ve seremoniye çok önem verir. Makamında kalmak için politika üretmek yerine, yukarıdakilere politika yapmayı tercih eder. Lider için önemli olan performanstır. Koltuğu tehlikeye girse de eski sorunlara yeni çözüm bulmak için yukarısı ile mücadele eder.
- İdareci, mikroyönetimle ve ayrıntıları yönetmekle uğraşır. Lider, öncelikleri ve stratejiyi belirledikten sonra, ayrıntıların yönetimini kadrosunu bırakır.
- İdareci normal olaylardan sonuç çıkarır. Lider anormal gelişmeleri de büyüteç altına alır.
- Beklenmedik olaylar, idareciyi şoka sokar. Aksilikler üst üste geldiğinde idareci çaresizliğe düşer, bloke olur. Lider, en olumsuz koşulda bile yapılabilecek bir şeyin olduğunu bilir. Teslimiyet ve çaresizlik duygusu ona yabancıdır.
- İdareci konuşmayı sever. Lider, davranışları ile elemanlarına örnek olur.
- İdareciden kuşku duyulur. Lidere güvenilir.