Küresel Zihniyet

(Global mindset) Küreselleşme döne­minde iş hayatındaki bazı temel kavram­ların tanımı baştan aşağı değişti. Bazı kavramlarda ise eskisinden tam 180 de­rece farklı yeni tanımlar zorunlu oldu. Bu kapsamlı değişim, olaylara ve sorunlara yeni bir yaklaşımı zorunlu kıldı.

Yeni dönemde sorunları çözmek ve işi büyütmek için gerekli olan düşünce, yaklaşım ve eylem tarzları, bir bütün ola­rak “küresel zihniyet” olarak adlandırıl­maktadır. Girişimciler küresel dönemin sorunlarını çözmek için düşüncelerini yeniden örgütlemek ve zihinlerinde yeni bir “alet takımı” oluşturmak zorundadır. Küresel zihniyeti oluşturan başlıca un­surları şöyle özetlenir:

Rekabet alanı tüm dünya: Sermaye­nin ve malların ülkeler arasındaki dola­şımının serbestleşmesi ile rekabet alanı­nın ulusal sınırlardan taşarak tüm dünya olması, iş yapma tarzının tepeden tırna­ğa değişmesini zorunlu kılmaktadır.

Strateji tanımında değişme: Küre­selleşme dönemi öncesinde strateji, milli sınırlar içinde eldeki imkânları en iyi şekilde kullanarak, makul görünen bir performansa ulaşmak olarak tanım­lanırdı. Bu strateji tanımında Türkçesi ile “ayağı yorgana göre uzatma” yaklaşı­mı esas alınmaktaydı. Küresel dönem­de önce küresel standartta bir mal ve hizmet üretimi hedefi iddialı bir şekil­de ortaya konduktan sonra eldeki tüm imkânlar son noktasına kadar zorlanmaktadır. Gerektiğinde, Türkiye’deki ve dünyadaki tüm kaynaklar taranarak yeni imkânlar yaratılmakta, böylece ayağı yorgana göre uzatmak yerine, yor­gan büyütülmektedir.

Fiyatlamada yeni yöntem: Küresel dönemde çeşitli maliyet kalemlerini toplayıp, üzerine okkalı bir kâr marjı ekleyerek müşteri bekleme yöntemi ta­rihe karıştı. Bu yöntemin yerine, önce iç ve dış pazarlardaki tüketicinin alım gücü belirlenmektedir. Daha sonra tüm maliyet kalemleri bu alım gücün uygun olacak şekilde yeniden örgütlenmekte, bunun için, kalitesi yeterli olmak ko­şulu ile dünyadaki en ucuz hammadde ve ara malı ithal edilmektedir. Düşük maliyet için gerektiğinde üretim tesisi ülke dışında bile kurulabilmektedir.

Yerelliğin yeniden yorumlanması: Zengin ülkelerdeki işadamları ve gi­rişimciler için “Küresel düşün, yerel davran” ilkesi olumlu sonuçlar verir. Türkiye ve diğer gelişmekte olan ülke­lerde ise “Yerel düşün, küresel davran” ilkesinin de geçerli olması gerekir. İç pazarını çok iyi tanıyan ve pazardaki değişimi evrensel ekonomi boyutların­da yorumlayanlar, dış pazarlarda da ba­şarılı olmaktadır.

İşleri hızlandırmak: Rekabet alanı­nın genişlemesi ve teknolojik gelişme­nin temposu, şirket yönetiminin de es­kisine göre daha hızlı karar almasını ve üretmesini zorunlu kılmaktadır.