(Culture) Strateji ve postmodernizm terimleri gibi kültür kelimesinin de çok sayıda ve birbirinden farklı tanımları bulunmaktadır. Cemil Meriç 1979’da yayınlanan bir kitabında “Amerikalı iki yazar kültürün 160 tarifini bulmuş: kimi tasviri, kimi tarihi, kimi normatif, kimi psikolojik, kimi yapısal kimi genetik vs...” diyerek bu olguya dikkat çekmişti.
Bu tanımlara da her yıl yenileri eklenmektedir. Günümüzde internette Türkçe ve İngilizce yapılan bir arama ve tarama ile 200’ü aşkın tarife ulaşmak mümkündür. Kültürü “bir hayat tasarımı” olarak üç kelimede tanımlayanlar da vardır, 15 satırlık bir paragrafta uzun uzun anlatanlar da. Kültür, kısaca “insanların faaliyetlerini eşgüdümlü kılmak için paylaştıkları anlayış ve kavrayışların bütünü” olarak tanımlanabilir. Kültür, bir sosyalleşme ve bilgi aktarım yöntemi olarak öğrenme süreci ile kuşaktan kuşağa aktarılır. Başlıca değerler, inanışlar, semboller, davranış kuralları, teknoloji ve dil, kültürün temel unsurları arasında sayılır.
Kültür kelimesinin biyolojide ve tarımdaki “yetiştirme” anlamı, kültürün ancak zamanla oluşacağını bize hatırlatır.
Kültür kelimesinin Türkçedeki karşılığı olan “ekin”, kültür kavramının anlaşılması yönünde önemli ipuçları verir. Ziya Gökalp’in “kültür” yerine kullandığı “hars” kelimesi de Arapçada çift sürme ve tarla işleme anlamına gelir. Yaratıcı iş fikirlerinin, elverişli bir girişim ortamına ekilmesi, analitik tartışmalarla “çapalanması”, yeni bilgi ve önerilerle “sulanması”, ekin hasadını da verimli kılar. Kültür “manevi veya ruhsal bir iklim” olarak tanımlandığında bir kurumun veya şirketin uzun vadeli gelişmesinin ancak sağlam ve elverişli bir kültürle mümkün olacağı anlaşılır. Kısacası kurumsal kültür, işyerinde solunan hava gibidir: Gözle görülmez ama kurumları ve toplumları yaşatan ve geliştiren bu kültürdür.
En uzun süren değişim kültürel değişimdir. Yaşayan kültürün değişmesine iki kuşağın yaşam süresi bile yetmez. Bazen bir yüzyıllık süre geçse de kültürel değişim çabalarında sonuç alınamaz. Ekonomi, siyasi ve sosyal yapı ve kültür düzlemlerindeki farklı değişim hızlarının yarattığı “fay hatları” ise sorunları daha da ağırlaştırır. Tepeden inme yöntemler ve dış dinamiklerin dayatması işin içine karıştığında ise kültürel değişimi hızlandırma çabaları tam bir çıkmaza girebilir.