(Decision making) Yöneticinin karar alırken olayları olmasını istediği gibi değil tam olduğu gibi görmesi gerekir. Gerçekçilik sağlam kararların ilk şartıdır. Yönetici günlük hayatın ufkunu aşan bir vizyona sahip olduğunda kararlar daha uzun süre geçerli olur ve diğer yöneticilere yol gösterir. Akıllı bir yönetici ortam çok hızlı değiştiğinde ve belirsizliğin sisi etrafı sardığında, yalnız kendi aklına güvenmek yerine, çözümü kolektif aklın sağlayacağı zenginlikte arar. Ancak “karar anı” geldiğinde yönetici yine yalnızdır, tek başınadır. Aldığı önerileri, kendi bilgi ve birikiminin potasında eriterek nihai kararı verir. Aşağıdaki aşamalardan geçilerek alınan bir kararın, olumlu sonuçlar vermesi ihtimali daha yüksektir:
Problemin tanımı: Çözüm bulunması gereken sorunun tanımı iyi yapıldığı takdirde yolun yarısı alınmış olur.
Hedefin belirlenmesi: Hedeflerin açık seçik bir şekilde belirlenmesi karar alma sürecini kısaltır.
Bilgi toplama: Problemin unsurları hakkında mümkün olduğu kadar çok kaynaktan veri ve bilgi toplanması alınan kararların kalitesini yükseltir. Tek kaynaktan bilgi toplanması kararların etkinliğini azaltır.
Alternatif üretimi: Geliştirilecek çözüm önerilerinin olası maliyeti ve ortaya çıkacağı sonuçlar konusunda yapılan çalışmalar sonrasında hedefe ulaştıracak farklı yollar belirlenmiş olur.
Analiz: Bu aşamada alternatifler, daha önce belirlenen hedef nirengi noktasına konularak değerlendirilir. Analiz sırasında kritik faktör veya faktörlere öncelik verilmesi, en iyi kararın seçilmesine imkân verir.
Karar: Yönetici elindeki tüm bilgilere ve analiz sonuçlarına sezgisi de katarak son kararını verir. Ancak yöneticinin içinden gelen ses, o anda aklına esen bir çözüm değil, yılların birikiminden ve deneyiminden süzülüp gelen altın değerinde bir ipucu olmalıdır.
Uygulama ve izleme: Olgunlaşan kararı, bir yıldırım hızı ile hayata geçirmek gerekir. Kararın oluşma sürecindeki kuşkular ve tereddütler bu aşamada da devam ettiği takdirde başarısızlık ihtimali artar. Kararın sonuçlarının belirli zaman aralıklarında izlenmesi ve alınan geribildirimlere göre esnek çözümler bulunması hedefe ulaşmayı kolaylaştırır. Problemin tanımında yapılan bir hata, tüm karar alma sürecini sakatlar. Demiri tavında dövmek ve karar anını kaçırmamak gerekir. Ancak erken alınan bir karar, gecikmiş bir karar kadar sakıncalıdır. Çeşitli alternatiflerin değerlendirme süresinin uzaması zihni yorar ve esas hedefin gözden kaçırılmasına yol açar. Akıp giden olaylara seyirci kalan ve gerekli kararları alamayan yönetici, artan risklerin ve kaçırılan fırsatların baş sorumlusudur.