(Kaizen) Japonya’da uygulanan “kaizen” sistemi, Türkiye’deki iş dünyası için de uygun bir gelişme formülüdür. Kaizen, Japoncada sürekli geliştirme veya iyileştirme anlamına gelir. Kaizen kavramını ilk geliştiren kişi Edward Deming adlı bir Amerikalıdır. Ancak fikirleri Amerika’da dikkate alınmayan Deming’in değeri Japonya’da anlaşılmıştır. Evrim yolu ile gelişmeye öncelik veren Doğu ülkelerinde “Damlaya damlaya göl olur” sözünün doğruluğuna inanılır.
Bu inancın temelinde yüzlerce, binlerce küçük değişimin bir noktadan sonra büyük bir değişimi gerçekleştireceği düşüncesi vardır. Kaizenin çekirdeğinde de bu sürekli gelişim ilkesi bulunur.
Bu değişim yöntemi hem daha kalıcıdır hem de daha düşük maliyetle gerçekleşir. Toplam kalite yönetimi çalışmalarının bir ürünü olan ancak daha geniş bir kapsama sahip kaizen sisteminde “insan” odak noktasındadır.
Bu sistem, çalışanların kişisel gelişimine imkân verir ve onlara yeni beceriler ve bakış açıları kazandırır. Stok maliyetini asgari düzeyde tutan zamanında (just in time) tedarik ve diğer yalın yönetim teknikleri ile bütünleştirilen kaizen sistemi beş günlük bir ekip çalışması ile başlar. Sistemin temel ilkeleri ve kuralları, herkesin kolaylıkla kavrayacağı slogan ve kısaltmalarla formüle edilir. Bu pratik nitelikleri ile sistem her işletmede uygulanabilir.
Kaizenin, derece derece iyileştirme yöntemi, ani değişimlere uyum sağlamayı sevmeyen kültürlerde daha kolay hazmedilebilir. Maliyetleri düşürmek için gerekli araştırma-geliştirme çabalarına yeterli kaynak ayırmakta zorlanan şirketler için kaizen uygun bir yöntem olarak ön plana çıkar. Kaizen, şirketleri iç ve dış şoklara karşı daha dayanıklı yapar. Verimliliğin teknolojik ilerleme ile birlikte kaizenle yükseltilmesi, gerçek ücretlerin ve istihdamın artmasına imkân verir. Çalışanların yönetime katılmasını, öneri ve çözüm zenginliğinin en üst düzeye çıkmasını sağlayan bu sistem, iş hayatının demokratikleşmesine de katkıda bulunur. Kaizenin temel ilkeleri şöyle sıralanır:
Savurganlığa sıfır tolerans: Kaizen yönteminde savurganlıklarla, işler kötüye gittiğinde değil, her zaman mücadele edilir. Bu mücadele şirket kültürünün önemli bir unsuru olarak görülür.
Ekip çalışması: Kaizen sisteminde sorunlar, fabrikanın incelenen bölümünden elemanlar ile birlikte diğer uzmanlık alanlarından da kişilerin bulunduğu ekipler tarafından incelenir. Ekipte her bireyin söz hakkı vardır.
Süreç odaklı iyileştirme: Kaizende hem nihai ürüne hem de süreçlere odaklanmak esastır. Bu odaklanma sayesinde, sorunların kökenine inilir ve maliyetlerdeki düşüş kalıcı olur.
Her soruna yedi çözüm önerisi: Okullarda ve test sınavlarında her sorunun muhakkak tek bir doğru çözümü vardır. Kaizen yönteminde ise çözüm zenginliği için, ekiplerden her bir sorun için yedi farklı çözüm önerisi istenir.
Sorunları “bölme” yaklaşımı: Bu sistemde çözülemez görünen büyük sorunlar parçalara ayrılır. Her bir parça için bulunan çözümler, birbirleri ile uyumlu hale getirilerek nihai çözüme ulaşılır.
Bilimsel problem çözme yöntemi: Kaizen de sorunlar, bilimsel bir biçimde ele alınır. İlk aşamada sorun “teşhis” edilir. Soruna yol açan etkenlerin tek tek analiz edilmesinden sonra yeni ve yaratıcı fikirlerin devreye girmesi gerekir. Hazırlanan çözüm planının uygulaması her aşamada değerlendirilir. İşlerin yapılması için çoğunlukla bir “vade” konduğu için sorunlar ortada kalmaz.