(Becoming a team) Bazı yöneticiler ekip kurarken, kendi alanlarında başarılı olmuş kişileri bir araya getirir ve bu kişilerden çok kısa sürede büyük başarılar bekler. Ancak ekipleşme süreci tamamlanmadan, belirli bir amaç için bir araya gelmiş kişilerin başarılı olmaları çok zordur. Belirli bir amaç için bir araya gelen her topluluğu ekip veya takım olarak adlandırmak doğru değildir. Ekip üyelerinin arasındaki görünmez bağ ve manevi çimento ne kadar güçlüyse ekipleşme de o kadar mükemmel olur. Ekipleşme süreci ancak aşağıdaki aşamalardan geçildikten sonra tamamlanır:
Çalışma grubu: Rutin işlerin yapılması için bir araya gelen kişilerden oluşur. Gruptaki her kişinin ayrı bir işi ve görevi vardır. Bu kişiler belirli zamanlarda bir araya gelerek, kendilerine verilen görevi yapmayı amaçlar ama herkesin aklı kendi esas işindedir. Kişilerin “geçiyorken uğramış” gibi katıldıkları bu tür ekiplerden iyi sonuçlar alındığı nadirdir.
“Sözde” takım: Daha önce başarılı olmuş kişilerden oluşan bu takımda performansı sürekli artırma arzusu vardır ama kolektif performansa ve “takım oyunu”na ulaşma gayreti yoktur. Herkesin kendini göstermek istediği ve “bireysel” davrandığı bu tür ekiplerde üyeleri birbirine bağlayan bağlar zayıftır. Sonuçta bu “yıldızlar topluluğu” hiç bir zaman bir “yıldız takım” olamaz.
Potansiyel takım: Bu aşamadaki takımda ortak performansa önem verilir. Ancak bunun nasıl hayata geçirileceğine fazla kafa yorulmaz. Disipline uyum ve yardımlaşma yeterince güçlü olmadığı için elde edilen başarılar kalıcı olamaz.
Gerçek takım: Bu tür takımda yetenek ve becerileri birbirini tamamlayan kişiler kendilerini ortak amaç ve hedeflere adamıştır. Her üyenin çalışma yöntem ve yaklaşımları diğerlerine uyumludur. İyi günün ödülü de, kötü günün sorumluluğu da paylaşılır.
Yüksek performanslı takım: Bu takımdaki bir kişi diğerlerinin kişisel gelişimi ve başarısı için de gayret gösterir. Bu gayret gerçek bir takımı süper performanslı bir takıma dönüştürür.