Ekip Çalışması

(Teamwork) Ekip veya “takım”, açık­ça tanımlanmış bir görev için bir araya gelen çalışanlar topluluğudur. Uygun büyüklükteki bu topluluk bir ekip lideri tarafından yönetilir. Ekibin amacına en kısa sürede ve en iyi şekilde ulaşması için atılacak ilk adım ekip için en uygun elemanları seçmektir. Bu seçim akıllı­ca yapıldığı takdirde sinerji sağlamak kolaylaşır ve verim hızla yükselir. Ekiplerde farklı mesleklerden kişilerin bulunması tablonun bir bütün olarak gö­rülmesine katkıda bulunur. Teknik-fonksiyonel bilgiye, insanlar arası ilişki kur­ma becerisine, problem çözme ve karar verme deneyimine sahip olan elemanla­rın seçilmesi verimi yükseltir. 15 kişiyi aşan ekiplerin koordinasyonunun çok zor olduğu da dikkate alınmalıdır.

Ekiplere eleman seçerken, sıra dışı dü­şüncelere sahip ve herkesin göreme­diğini görebilen kişileri tercih etmek yararlı olur. Bu kişilerin bulunduğu ekiplerin yönetimi biraz zordur ama en başarılı sonuçlar da bu tür ekipler ta­rafından alınır. Ekiplerin önüne somut hedefler konması ve gerektiğinde ya­pılacak iş için bir vade verilmesi işleri hızlandırabilir.

Bazı büyük şirketlerde görülen hantal­lığın giderilmesi de yine ekip çalışması ile kolaylaşır. Hiyerarşinin katı ortamı içinde oluşturulan ekip adacıkları ve bunlara belirli bir özgürlük tanınması, şirketin yenilikçilik ve yaratıcılık düze­yini yükseltir. Ekipler, üst düzey yöneti­cilerin yeni iş fikirlerinin denenmesini sağlar ve şirketin yeniden yapılanma­sına katkıda bulunur. Çoğunlukla pro­je yaklaşımı ile çalışan ekiplerin aldığı olumlu sonuçlar, daha sonra şirketin tümünde uygulanabilir. Yenilikçi ekip­ler, bir ağaca yapılan “aşı” gibi şirketin tümünü canlandırabilir.

Ekipler olmadan firmaların, kurumların yeniden yapılanması çok zordur. Ancak ekiplerin oluşması ve verimli ça­lışması sürecinde birçok soruna da ha­zırlıklı olmak gerekir. Bu sorunlar şöyle sıralanabilir:

  • Başarı geciktikçe ekip içinde tartış­malar başlayabilir ve ekip kendi kendi­ni yiyip bitirir.
  • Ekip dışındaki diğer çalışanlar, bu seçkin gönüllüler mangasına soğuk ba­kar. Bazı ekiplerin “beyin takımı” veya “rüya takım” olarak adlandırılması, ekip dışındaki kişileri incitebilir.
  • Şirket üst yönetiminin, ekibi yönet­mek yerine manipüle etmeyi amaç­laması ve ekibin her işine karışması zararlı sonuçlar verir. Ekibin içinde bu­lunduğu şirket veya örgütten kopması da aynı ölçüde zararlıdır.
  • Zor görevler için oluşturulan seçme ekiplere, bir serada yetiştirilen nadi­de bitkiler gibi bakıldığında beklenen verim alınamaz. Yüksek verim için bu ekibin, diğer çalışanlarla, müşterilerle ve dış dünya ile bağlantılarının güçlü olması gerekir. Aksi takdirde geliştiri­len yeni önerilerin ve projelerin hayata geçirilmesi zorlaşır. Her biri farklı kişi­liklere sahip insanların uyum içinde ça­lışması kolay değildir. Her biri ayrı bir iç dünyaya sahip, farklı özlem ve duygu­ları olan insanların aynı doğrultuda ça­lışma yapmaları ancak aşağıdaki ilkele­re uydukları takdirde mümkün olabilir:
Paylaşılan hedefler: Ekibin tüm üye­lerinin kavradığı ve desteklediği bir “he­def”, başarının ilk şartıdır. Paylaşılan ortak hedef, ekibin çimentosu gibidir. Gelecekteki hedefi somut bir şekilde görmek ve başarıya odaklanmak ekibin performansını yükseltir. “Durumu veya pazar payını korumak” gibi “savunmacı” hedefler yerine “kazanan hedeflerin be­lirlenmesi, ekip üyelerini heyecanlandı­rır ve yüksek verim için esin kaynağı olur.

Ortak dil: Ekip üyelerinin zamanla or­tak bir dil oluşturmaları, aynı frekans­tan iletişim kurmaları kısa devrelerin ortaya çıkaracağı kargaşa ve gecikme­leri önler. Birbirini anlayan ve ortak değerlere sahip bir ekip başarıya daha kısa sürede ulaşabilir. Belirli ilkeler, kelimeler ve sloganlar, farklı yerlerden gelen ekip üyelerinin birbirleri ile daha kolay iletişim kurmalarını sağlar. Ortak değer ve beklentilerin oluşturulması yolu da ortak dilden geçer.

Yardımlaşma ve dayanışma: Ekip­teki bir kişinin diğerlerine yardım et­mesi, elde ettiği bilgiyi paylaşması, da­yanışma duygusunu ve “takım ruhu”nu güçlendirir. Dayanışmanın yarattığı fazladan güç, ekibin performansını sü­rekli olarak iyileştirmesini sağlar. Ar­kadaşlığın iş saatleri dışında da sosyal aktivitelerle devam etmesi yüksek per­formansa katkıda bulunabilir.

Kendi kendini yönetim yetkisi: Üst yönetim ekipten “ne” istediğini be­lirttikten sonra, görevin “nasıl” yerine getirileceğini ekip lideri ve üyelerine bırakmalıdır. Yukarısı, nasıl yapılacağı konusunda da talimat verdiğinde çalış­malar rutinleşir.

Sınırsız tartışma, oy birliği ile ka­rar: Ekip içindeki tartışmalar kalıcı ve doğru çözümün bulunmasını kolaylaş­tırır. Karar alma sürecinde tüm üyele­rin görüş birliğinin aranması ekiplerin dinamizmini geliştirir. Kararın oluşma­sına katılan kişi uygulanmasına da tüm gücüyle katkıda bulunur. Tartışmalar üretken ve öğrenme sürecine yönelik olmalı ve çatışmaya dönüşmemelidir. Klikleşme ve hizipleşme ekibi eritir.

Bireye saygı: Ekip üyelerinin aynı tor­nadan çıkmış gibi birbirine benzemesi gerekmez. Ekibin, üyelerini bir potada eritmesi ve sanki tek bir kişiymiş gibi davranması da artık gerçekçi bir tutum sayılmamaktadır. Kendi kendini aşma çabasında olan bireylerin ortak bir he­def doğrultusundaki işbirliği ise daha iyi sonuçlar vermektedir.