(Subliminal advertising) Subliminal “eşik altı” anlamına gelir. Bu kelime duyularla algılama eşiğinin altındaki uyarıcıları tanımlamak için kullanılmaktadır. Supraliminal uyarılar ise insanların normal olarak duyu organları ile algıladığı ve fark ettiği uyarıcılardır. Subliminal uyarıcıların reklamcılıktaki kullanımı on yıllardır tartışılmaktadır. ABD’li yazar Vance Packard’ın Türkçeye Çaktırmadan İkna (Hidden Persuaders) adlı kitabının 1957’deki yayınından sonra James Vicary adlı bir araştırmacı bir sinema salonundaki haber filminde kullanılan çok kısa meşrubat görüntülerinden sonra seyircilerin Coca Cola ve patlamış mısır tüketiminin arttığını iddia etti. Vicary daha sonra bu araştırmanın uydurma olduğunu kabul etti. Ancak konu hakkındaki tartışmalar sürdü.
1973 yılında yayınlanan Subliminal Seduction (Subliminal Ayartma) adlı kitapta bilinçaltında bir iz bırakan görüntülerin reklam filmlerinde yaygın olarak kullanıldığını ileri sürdü. Bunun üzerine Federal İletişim Komisyonu bu tür reklamların aldatıcı olduğunu ve kullanılmaması gerektiğini açıkladı. 21. yüzyılda beynin yapısı ve işleyişi konusundaki araştırmalar ve bulgular artınca, bilinçaltı reklamcılığı tekrar gündeme geldi. 2006 yılında J. C. Carremans ve ekibinin bir meşrubat görüntüsü kullanarak yaptığı bir deney, katılımcıların bir bölümünün bu tür uyarıcılardan etkilendiğini ortaya koydu. Ancak etkilenenler deney sırasında susuzluk çekenlerdi. 2011’de fonksiyonel manyetik rezonans (MR) görüntüleme teknikleri ile yapılan bir araştırmada subliminal uyarıcıların, deneye katılanlar fark etmese de beynin bazı bölgelerinde algılandığını ortaya koydu. Subliminal uyarıcıların reklamlarda ve seçim kampanyalarında kullanımının çok sınırlı düzeyde kaldığı düşünülmektedir. Bu tür bir manipülasyonun kamuoyu tarafından duyulması durumunda reklamcılara ve reklamverenlere vereceği zararın çok büyük olmasının caydırıcı etki yaptığı tahmin edilmektedir.