(Content marketing) Dünya ülkelerinde tüketici egemenliğinin güçlenmesi ve tüketicilerin eğitim düzeylerinin yükselmesi, bu kitlenin taleplerini ve beklentilerini artırdı. Tüketicilerden ilgi, satın alma eylemi ve sadakat bekleyen firma yöneticileri, bunların karşılığında tüketicilere değerli bir şeyler sunmanın gerekli olduğunu anladı. İçerik pazarlamasının önemi yeni yüzyılın başlangıcından sonra anlaşıldı. 2010’dan sonra sosyal medyanın gelişmesi ve farklı platformların ortaya çıkması içerik pazarlamasına yeni bir ivme kazandırdı. İçerik pazarlaması ürünün ve markanın bilinirliğini artırmakta, müşteri tabanını genişletmekte ve üretici firmaya duyulan güveni güçlendirmekteydi. Bu pazarlama yöntemi kısa sürede satışları artıramasa da, uzun dönemde istikrarlı bir satış düzeyine ulaşılmasına ve marka sadakatine katkı sağlamaktaydı İçerik pazarlamasında atılacak ilk adım tüketici kitlesini tanımak ve onların hangi tür bilgilere ihtiyaç duyduğunu belirlemektir. İçerikteki bilgi değerli, tutarlı ve anlamlı olmalı, hedef kitlenin işine yaramalıdır. Yalın ve anlaşılır bir dille yazılmış kolay okunan içerikler daha etkilidir. Mizah unsurunun içeriklerde yer alması ilgiyi artırabilir. İçerikte insanlar arasında en eski iletişim araçlarından biri olan “öykü” anlatımını kullanmak ise başarılı sonucu garanti edebilir. Bilginin iletiminde kullanılan araçlar çok çeşitlidir. Hazırlanan bilgiler, video, infografik, kullanım kılavuzu, örnek olay, soru-cevap metinleri, fotoğraf, blog, haber bültenleri, elektronik veya “pdf” kitap formatında kitap ve benzerleri aracılığı ile okura iletilebilir. İletişimin interaktif yöntemlerle iki yönlü olmasının sağlanması içerik pazarlamasının etkisini daha da güçlendirir. İçerik pazarlamasının etkisi firmanın internet sitesini ziyaret eden kişi sayısının ve bu kişilerin siteyi inceleme süresinin belirlenmesi ile ölçülebilir. İçerik pazarlamasının geleneksel biçimleri 19. yüzyılın son çeyreğinde başlamıştı. ABD’de John Deere tarım makineleri şirketi Furrow adlı tarım dergisi ile müşterileri ile ilişkisini güçlendirmişti. Fransa’da Michelin lastik şirketi 1900’de yayınlamaya başladığı “Michelin Guide” adlı yol ve trafik kılavuzu ile marka bilinirliğini artırmıştı. Türkiye’de ise 60’lı ve 70’li yıllarda gıda şirketleri müşterilerine yemek tarifleri kitapları dağıtmıştı.