Franchising

Bir ürünün, markanın veya hizmetin sahip olan kişi veya şirket tarafından, ismi veya markayı kullanma hakkını, önceden tespit edilmiş koşullarla belir­li süre için bağımsız girişimcilere veril­mesidir. “Franchising” bir sözleşmeyi iki tarafın imzalanması ile başlar. Söz­leşme ile franchising’i veren girişimci (franchisor), belirli bir bedel karşılığın­da iş yapma yöntemlerini, bilgi biriki­mini ve teknik yöntemleri franchising’i alan kişiye ( franchisee) vermeyi taahhüt eder. Franchising’i alan kişileri ve onların elemanlarını eğitmek de franchising’i veren kişinin görevidir. Bağım­sız girişimci ana firmanın reklam ve promosyonlarından da yararlanır Franchising’i alan kişi, esas firmanın mal ve hizmetlerinin kalitesini tuttur­mak ve kaliteli mal ve hizmet arzını sürdürmek zorundadır. Franchising ulusal veya uluslararası çapta örgütlen­miş olabilir. Sunulan fırsatlar açısından ise “ürün ve marka” ile “işletme siste­mi” ayrımı yapılmaktadır. Zincir mağa­zalara ve restoranlara alternatif getiren bir iş modeli olan franchising, ABD’den diğer dünya ülkelerine yayılmıştır. İlk franchising örgütlenmesi 1886’da Coca Cola’nın öncülü olan Pemberton şir­ketinin meşrubat satış ağını kurması ile başlamıştır. Singer dikiş makineleri şirketinin denemesi başarısız olunca 1960’a kadar uygulama yaygınlaşama- mıştır. ABD’deki iş istatistikleri, 21. yüzyılda franchising yönteminde başa­rısızlık oranının diğer girişim türlerine göre daha düşük olduğunu göstermiştir. Halen ABD’de 755 bin franchising alan girişim vardır. Türkiye’de 80’li yılların sonunda başlayan franchising uygu­laması hızla gelişmiştir. 2017 yılında franchising kullanan işletmelerin top­lam cirosunun 40 milyar dolara ulaştığı tahmin edilmektedir.