(Evolving of distribution channels) Geçen yüzyılın 60’lı yıllarına kadar Anadolu ve Trakya tüccarı, İstanbul, Ankara ve İzmir’e veya bölgesel ticaret merkezi konumundaki illere gelerek mal alır ve nakliye ambarlarına yüklerdi. İstanbul’da önce Sirkeci daha sonra Topkapı semtinde yoğunlaşan nakliye ambarları tüccar mallarını kamyonları ile taşır ve tüccarın veya perakendecinin mağazasına teslim ederdi.
Büyük şehirlerde her ilin nakliye ambarları tüccarın malını taşımak için faaliyet gösterirdi. Nakliye ambarları, 1980’den sonra üretimi yapan şirketler tarafından kullanılmaya başlandı. Üretici şirket, yine nakliye ambarlarını kullanarak, tüccarın ve esnafın siparişini alıcının bulunduğu ile gönderdi. 21. yüzyılda nakliye ambarları eski gücünü kaybetti. Çünkü üretici şirketlerin çoğunluğu kendi araç filolarını ve dağıtım sistemlerini kurarak ürünlerini doğrudan tüccar ve esnafın ayağına kadar götürerek kazancını daha da artırdı. Örneğin bir büyük bisküvi şirketi yaklaşık 150 bin satış noktasına ürün ulaştıran bir dağıtım sistemine sahip olamayınca, rekabet avantajını kaybedebilmekteydi. Diğer bir dağıtım kanalı, üretimi yapan şirketin ürününü kendi bünyesindeki veya bağımsız bir distribütöre devretmesidir. Distribütör ürünü daha sonra bölgesel toptancıya satar, bu kademeden sonra perakendeci devreye girer. Otomotiv ve beyaz eşya sektöründe ürün fabrikadan tüketiciye kadar acente ve bayi gibi farklı kademelerden geçmektedir. Küreselleşme döneminde maliyetlerin düşürülmesi gerekince, bu kademelerin azaltılması eğilimi güç- lenmektedir. Bu eğilim dağıtım kanallarının ve lojistik planlamanın önemini iyice artırmaktadır.
Yeni dönemde şirketten şirkete dağıtım kanalları da gelişmektedir. Belirli bir büyüklüğün altındaki şirketler alışveriş zincirlerinin satın alma politikasından yararlanmaktadır. Büyük zincirler, uygun fiyat ve kalite bileşimini tutturan ürünleri, kendi tedarik sistemleri ile fabrika kapısından alarak reyonlarına koyabilmektedir. Bazı sektörlerde de üretici firma ürününü alışveriş zincirinin merkezine teslim etmektedir. Eskiden örneğin peynirde yalnız yakın çevresine ve bölgesel pazarlara ürün satabilen mahalli şirketler, alışveriş zincirleri sayesinde iç pazarın her köşesine kadar ulaşabilmektedir.
Dağıtım kanalları yalnız üreticiden tüketiciye mal akımında değil, şirketlere hammadde ve ara malı teminini sağlayan arz zincirlerinde de kullanılmaktadır. Tedarik ve arz zincirlerinde maliyeti düşüren yeni teknoloji ve uygulamalar, nihai ürün fiyatlarını indirerek satışları yükseltmektedir. Lojistikte ve dağıtım kanallarında “radyo frekansı ile kimlik tanımlama” (RFID) sistemlerinin kullanımı, işleri hızlandırmaktadır. İhracatçı büyük şirketler dış ülkelerde kendi dikey dağıtım kanallarını kurarak başarılı olmayı amaçlamaktadır.