Senaryo Planlaması

(Scenario planning) Senaryo planla­ması uygulamaları, geçen yüzyılın 60’lı yıllarında Shell petrol şirketinde başla­dı. Hazırlanan senaryolar içinde 70’li yıllarda ham petrol fiyatlarının yük­selebileceği ve 80’li yıllarda Sovyetler Birliği’nin dağılabileceği gibi ihtimaller de yer alıyordu. Bu ihtimaller gerçek­leştiğinde Shell, risklere ve fırsatlara hazırlıklı olduğu için rakiplerinden hep bir adım önde oldu. Küreselleşme döneminin belirsizlikleri nedeniyle 2000’den sonraki dönemde tüm büyük şirketler geleceğe senaryo planlaması ile hazırlanmaya başladı. Özel danış­manlık kuruluşlarının gelecek öngö­rüleri konusunda verdiği hizmetler de büyük ilgi gördü. Singapur’da devlet “Centre for Strategic Future” adı ile bir senaryo planlaması ofisi kurarak, şir­ketlere yardımcı olmayı hedefledi. Se­naryo planlamasının başlıca unsurları şunlar oldu:

Vade: Senaryolar, genellikle orta ve uzun vadeli olabilir.

Senaryo sayısı: Bu planlama tekni­ğinde gelecek için çoğunlukla üç farklı senaryo hazırlanmaktadır. Gerçekleş­me ihtimali en yüksek olan senaryo “merkezi senaryo” veya “temel senar­yo” olarak adlandırılır. En kötü ihti­maller, olumsuz veya kara senaryoda toplanır. İşlerin bir süre iyi gitmesi ih­timali için de bir olumlu veya “pembe” senaryo hazırlanır.

Varsayımlar: Senaryo planlamasında varsayımlar iki grupta incelenir:

  • Nüfus, nüfus artış hızı, nüfusun yaş gruplarına göre dağılımı ile nüfusun eğitim düzeyi konusunda tahminler yapmak daha kolaydır. Bu büyüklükleri 2080 yılına kadar tahmin etme imkânı vardır. Bu tahmin çalışmaları, pazarın gelecekteki büyüklüğü hakkında önem­li ipuçları vermektedir.
  • Ekonomik öngörülerin odak noktasın­da milli gelir düzeyi ve yıllık ortalama büyüme oranları bulunur. Bu rakamlar­dan hareket edilerek tüketim harcama­larına, belirli bir sektördeki muhtemel iş hacmine ve giderek şirketin tahmini ciro değerlerine ulaşılır.

Olumsuz senaryoda, büyüme varsayımı olarak Türkiye ekonomisinin 1994-2001 dönemindeki yıllık ortalama büyüme hızı olan yüzde 3.2 alınabilir. Merkezi senaryoda Cumhuriyet döneminin or­talama büyüme hızı olan yüzde 5’i kul­lanmak gerçekçi olur. Olumlu senaryoda ise ortalama büyüme hızına yüzde 6.5 ile yüzde 7.5 arasında değerler verilebilir.

Eğilimler: Ekonomik, toplumsal ve siyasi hayatta geçmişten gelen ve gele­ceğe doğru akıp giden ana eğilimlerin belirlenmesi ile senaryo planlaması gerçek anlamını kazanır.

İtici güçler: Bazı trendlerin belirli bir dönemde bir araya gelmesi, değişimin itici güçlerini ortaya çıkarır. Senaryo planlamasının, bu motor güçlerin ekse­nine oturtulması, geleceğe yön verecek güçlerin kavranmasını kolaylaştırır.

Çok yönlü bakış: Senaryo planlama­sında sosyal, siyasi, ekonomik, demog­rafik ve teknolojik faktörler bir bütün halinde ele alınmalıdır. Yaşayan kültür ve insan psikolojisi konusundaki tes­pitler de gelecekle ilgili öykülerin içini doldurur.

Senaryo planlamasının aşağıdaki ya­rarları, yönetim kalitesini yükseltebilir:

  • Değişik olasılıkların hesaba katılma­sı, işler karıştığında kararların aceleye gelmesini önler.
  • Senaryo planlaması, risklere karşı ha­zırlıklı olmaya imkân verdiği için risk ve kriz yönetiminin etkinliğini arttırır.
  • Farklı ihtimallerin zihinde harman edilmesi, şirket ve kurum yöneticilerinin aldıkları kararların kalitesini yükseltir.
  • Teori ile pratik arasında sağlam bir bağ­lantı kurulması da bu yöntemin önemli yararlarından birini oluşturur. Senaryo tartışmaları, iş hayatının günlük sorun­larına ana eğilimlerin perspektifinden bakabilme imkânını vermektedir.