Doğal Dil İşleme

(Natural Language Processing) Belirli cihazları kullanarak konuşulan doğal dili anlama, sorulara yanıt verme ve çe­viri yapma çalışmaları geçen yüzyılın 50’li yıllarında başladı. 1954’de ABD’de yapılan Georgetown Deneyi’nde bir makine ile İngilizceden Rusçaya çeviri denemesi yapıldı. Deneyi yapanlar üç- dört yıl içinde bir dilden diğerine ek­siksiz çevirinin mümkün olabileceğini düşünmekteydiler. Ancak 60’lı ve 70’li yıllarda yapılan dil çalışmalarından ka­lıcı bir sonuç çıkmadı. Bilgisayarların kapasitesinin Moore Yasası’nın hayata geçirilmesi ile hızla artması, 80’li yıllar­da doğal dil ve yapay konuşma üretme çalışmalarına yeni bir ivme kazandırdı. Doğal Dil İşleme (DDİ) çalışmalarının ilk aşaması sesleri tanıma (speech re­cognition) oldu. Diller arasındaki cüm­le yapısı, söz dizimi, sesbilim ve kelime türetme konusundaki farklılıkları etüt eden araştırmacılar, bu farklılıkları kavrayan makineler geliştirmeyi amaç­ladılar. 90’lı yıllara doğru ortaya çıkan makine öğrenmesi (machine learning) teknikleri, DDİ çalışmalarından aşama­lı olarak olumlu sonuç alınmasını sağ­ladı. 2000’li yıllarda derin öğrenme ko­nusundaki araştırmaların da katkısıyla doğal dil işleme teknikleri daha da yet­kinleştirildi. Otomatik yanıt sistemleri ticari alanlarda kullanılmaya başlandı. Çeviri konusundaki çalışmalarda en büyük sorun bir kelimenin bazen bir­den fazla anlam taşıması oldu. Bu konu­daki programlara, konuşmanın konusu, önceki ve sonraki sözcükler ile ilgili un­surların eklenmesi ile bu sorunun aşıl­ması amaçlandı. DDİ konusunda aşama kaydedilmesi, uzman sistemler ve ben­zeri yapay zekâ çalışmalarına da katkı­da bulundu.