Çevrenin Korunması

1962: Rachel Carson, Silent Spring (Sessiz Bahar) adlı kitabında bazı bö­cek öldürücü tarım ilaçlarının kullanım düzeylerinin, insan ve hayvan sağlığını tehdit eden boyutlara ulaştığını açıkladı.

1967: ABD’de Çevre Savunma Fonu (Environmental Defense Fund) adlı ör­güt sivrisinekleri öldürmek için batak­lığa DDT adlı ilacı sıkan yerel yönetici­ler için suç duyurusunda bulundu. .

1969: ABD’de Cuyahoga nehrinin atık­lar yüzünden ateş alması, kamuoyunun dikkatini çevre ve su kirliliğine çekti.

1970- 22 Nisan: Dünya Günü ilk kez tüm ülkelerde kutlandı.

1971: 12 aktivist ABD’nin Alaska’da nükleer deneme yapmasını protesto için bir balıkçı teknesi ile denize açıldı. Greenpeace örgütü, bu protesto eyle­minden sonra kuruldu.

  • Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşki­latı (OECD), çevre konusunda “Kirleten öder” ilkesinin kabul edilmesini istedi.
1972: Böcek öldürmekte kullanılan DDT yasaklandı.
  • Birleşmiş Milletler Çevre Programı adlı örgüt kuruldu.
  • Roma Kulübü’nün çevreyi korumak için ekonomik büyümenin sınırlandı­rılmasını isteyen “Limits to Growth” adlı raporu yayınlandı. Gelişen ülkeler büyümeyi frenlemeyi önerdiği, gelişmiş ülkeler ise çevre korumadaki teknolojik çözümleri ihmal ettiği için Roma Kulü­bü yöneticilerini eleştirdi.

1974: Kurşunlu benzinin yasaklanması için kampanya başlatıldı.

  • Frank Sherwood Rowland ve onun doktora sonrası öğrencisi Mario Molina ozon tabakasını incelten gazların kulla­nımının engellenmesi için bir makale yayınladı. Dupont kimya şirketinin ve metal sprey kutularını imal eden şir­ketin yetkilileri raporu saçma ve kurgu olarak nitelendirdi. Üç yıl içinde rapo­run bilimsel ve gerçeklere uygun olduğu kanıtlandı. Sherwood ve Molina’ya 1995 yılında Nobel Kimya Ödülü verildi.
1975: Nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalan bitki ve hayvan türlerinin korunması için “Convention on Inter­national Trade in Endangered Species of Flora and Fauna” (CITES) kuruldu.

1976: Çevre ve insan yerleşimleri so­runlarını tartışmak üzere Birleşmiş Milletler Habitat Konferansı toplandı.

1977: Birleşmiş Milletler Çölleşme Konferansı düzenledi.

1978: Amoco şirketinin Cadiz gemisi Fransa’nın Bretanya sahilinde deniz kirliliğine yol açtı.

1979: ABD’nin Pennsylvania eyaletin­deki Three Miles Island nükleer sant­ralında kaza meydana geldi.

1980: Doğanın Korunması için Ulusla­rarası Birlik (IUCN) yeni bir doğa koru­ma stratejisi açıkladı.

1984: Hindistan’ın Bhopal kentindeki Union Carbide fabrikasında zehirli kim­yasalların çevreye yayılması sonrasında 10 bin kişi öldü, 300 bin kişi zarar gördü.

  • Etiyopya’daki kuraklık ve açlık yüzün­den en az 250 bin kişi hayatını kaybetti.

1985: ABD’li ve İngiliz bilim insanları ozon tabakasında bir delik oluştuğunu keşfettiler.

  • Avusturya’da iklim değişikliği konusun­da bir konferansta konu ile ilgili tüm ör­gütlerin temsilcileri bir araya geldi.

1986: Ukrayna’nın Çernobil kentindeki nükleer santraldaki patlama ile çok sa­yıda kişi öldü ve yaygın radyoaktif kir­lenme ortaya çıktı.

1987: Ozon tabakasını aşındıran mad­deler konusunda Montreal Konferansı toplandı.

1989: Exxon Valdez tankerinin Alas­ka’da karaya oturması sonrasında deniz kirliliği ortaya çıktı.

  • Asbest kullanımı yasaklandı.

1991: Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesinden sonra petrol kuyularındaki yangınlar haftalar boyu söndürülemeyince çevre kirliliği had safhaya ulaştı.

1995: Danimarka’nın başkenti Kopen­hag’da Dünya Sosyal Gelişme Konfe­ransı toplandı.

1996: Şirketlerin çevre koruma ko­nusunda alacağı önlemler konusunda uluslararası standartlar getiren ISO 14001 yürürlüğe girdi.

1997: Çevre koruma konusunda standart­lar getiren Kyoto Protokolü kabul edildi.

1998: Genetiği değiştirilmiş organiz­malar ile ilgili tartışmalar başladı. AB, genetiği değiştirilmiş gıda maddelerinin ithalatını yasaklarken, gelişen ülkeler­deki çiftçiler, terminatör teknoloji diye adlandırdıkları tohumlara karşı çıktı.

  • Çevre koruma grupları ve sosyal aktivistler MAI’nin ( Multilateral Agre­ement on Investment) imzalanmasını protesto etti.

1999: IUCN’nin yayınladığı Kırmızı Kitap’ta, 11 bin 46 canlı türünün soyu­nun tükenme tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğu açıklandı.

2000: Hibrit araçlar üretilmeye başlandı.

2004: Rusya’nın da imzalaması ile hü­kümetler için bağlayıcı olan Kyoto Pro­tokolü yürürlüğe girdi.

2006: Norveç’te Svalbard Küresel To­hum Merkezi açıldı.

2007: Ozon tabakasını zarar veren maddelerin kullanımım sınırlayan Montreal Protokolü imzalandı.

2008: Dünya tarihinde ilk kez kentler­de yaşayan nüfusun toplam nüfusa ora­nı yüzde 50’yi aştı.

2009: Arktik Okyanus’ta yıllanmış buzlar çözülürken, Avustralya’da büyük orman yangınları yaşandı.

  • Kopenhag’daki küresel iklim görüş­melerinden sonuç alınamadı.

2010: Kuraklık ve sellerin değişen örüntüleri ile birlikte dünya ülkelerin­de hava koşulları dengesizleşmeye ve doğal afetlerin şiddeti artmaya başladı.

  • Rüzgâr enerjisinden yararlanacak te­sislerin sayısı artışa geçti.
  • British Petrol’ün Meksika Körfezi’ndeki platformundan 5 milyon varil pet­rol denize sızarak çevreye ve canlılara zarar verdi.

2011: Japonya’daki deprem ve tsunami nükleer santrala zarar verdi. Japonya yeni nükleer santralların inşaatını durdurdu.

2014-1 Mayıs: Sürdürülebilir Gelişme için çalışmalar yapmak üzere Dünya Doğa Örgütü (World Nature Organiza­tion) kuruldu.

2016-Nisan: Küresel ısınmayı engelle­mek üzere Paris Anlaşması 195 Birleş­miş Milletler üyesi ülkenin temsilcileri tarafından imzalandı.

2016- Ekim: Atmosferdeki ozona zarar veren hidrofluorokarbon kullanımını azaltmayı amaçlayan Montreal Anlaş­ması yürürlüğe girdi.

2017- Haziran:
ABD Başkanı Donald Trump, ülkesinin Paris Anlaşması’ndan çekildiğini açıkladı.

2018- Aralık:
Polonya’nın Katowice kentinde toplanan COP 24 (Conference of Parties 24) iklim değişikliği sorunla­rını tartıştı.

2019- 24 Eylül:
Birleşmiş Milletler İklim Konferansı’nda konuşan 16 ya­şındaki iklim aktivisti Greta Thunberg, gerekli önlemleri almadıkları için dün­ya ülkelerinin liderlerini eleştirdi.